AK Parti'nin aday adaylığı süreci tamamlandı.
Aday adaylığı duyurulanların bazılarına (ki sayıları hiç az değil) baktığımda zihnimde hesaplaşmaktan kaçamadığım sorular oluştu.
Acaba bir haftadır bütün parmakların muhalefetin çatı adayı arayışına işaret etmesi ve sürekli Gül'ün adaylığı ile meşgul olmamız başka önemli sorunlar karşısında bir tür "seçici körlük" mü oluşturacak?
Oluşturmamalı!
***
Ne demek istiyorum, açayım...
22 Mayıs 2016 kongresinden öncesini sevenler...
Her fırsatta "millilik" ve "milli ittifak" konularında mırın kırın edenler...
Batı (ABD/ AB/ NATO) merkezli dünya düzenine göbekten bağlı muhafazakâr Türkiye'yi tercih edip ülkenin bağımsızlık arayışını küçümseyenler...
15 Temmuz'un bir dönüm noktası olduğunu kabul etmekte gönülsüz davrananlar...
On beş yıllık iktidar süresi içinde gitgide "
beyaz"layanlar...
Bir de ne göreyim ki...
Hepsi aday adaylığına kuyruk olmuşlar.
***
Elbette partinin yetkili kurulları bu durumu titizlikle değerlendirecektir.
Ve umarım ki, aday adayı olduklarını sevinerek gördüğüm
15 Temmuz kahramanlarına da ağırlık verilecektir.
Ama sosyal medyaya bakıyorum ve adaylıklarını ilan edenleri gördükçe kendimi
2011-12 yıllarına ışınlanmış gibi hissediyorum.
Kripto kırıntıları, tuhaf STK bağlantılılar, "
Amerikanlaşmış"lar falan...
Bayağı da kalabalıklar.
Hepsini geçtim, esas olan şu ki...
24 Haziran sonrasında ülkenin ve meclisin yeni bir enerji ve vizyona ihtiyacı olacak!
2013'ten beri bütün zor süreçlerde susup yatanlar, 15 Temmuz'da denge ne tarafa döner diye bekleyenler meclise
taşınmasın...
Şimdilik bunu not düşeyim de...
Sonra gerekirse yine konuşuruz.