Durup dikkatle izlemek varken...
Sıradan insanın acısını içimizde hissedip öfkelenmekle dünya egemenlerinin dalaşmasında tribün taraftarı olmanın derin farkını anlama vakti gelmişken...
Ne oldu?
Suriye'ye gönderilen 105 füze üzerinden birbirimizi hırpalamaya başladık.
Birileri ötekilerle "hani 3.
Dünya Savaşı çıkacaktı, şiştiniz mi?" diye dalgasını geçmeye çalışıyor.
Birileri "neden Rusya karşılık vermedi?" diye tepiniyor.
Bazıları da "70'e yakın füzenin düşürüldüğü doğru mu, uçakların tamamı geri döndü mü?" gibi sorular üzerinden şüphe yaratmayı seviyor.
***
Günceli yine güncel bilgilerle tartıp yorumlayabiliriz. Bu gazeteciliğin işidir.
İtirazım yok!
Ama daha ileri iddialar ve dişe dokunur yorumlar için
güncelin ötesine geçmek; tarihsel, diplomatik, askeri ve ekonomik çerçeveye tekrar tekrar göz atmak zorundayız.
Olup bitenler için "
Neden?" diye soracaksanız, bunun cevabı "
Trump veya Putin dedi ki..."nin çok ötesindedir.
Liderlerin basın toplantılarında ve Twitter'da hiç lafını etmedikleri ama gayet iyi bildikleri gerçekler var; uzun vadeli stratejiler, ekonomik dar boğazlar ve muhtemel çözüm hesapları, hegemonya iradeleri, vd...
Anlayacağınız,
bu harekâtın esas hedefi Esed değildir. Bunu
kabullenmeye yanaşmıyorsak,
gevezelik ediyoruz
demektir.
Sonra otur, "105 füze gönderiyorsun da neden
Esed'in başkanlık sarayını ve sığınağını bombalamıyorsun?" diye yan dur!
***
Esed ve onun Suriye'si bugünün parçası...
Oysa artık her büyük hamle geleceğe yönelik yapılıyor.
Bu bakımdan hiç şüpheniz olmasın ki, şimdilik dar kapsamlı tutulan harekât gerçekte bir "
cezalandırma" falan değildir...
Kimyasal ve kırmızı çizgi üzerine onca belagat da "
üstünlerin hukuku"nun süsüdür. (Evrensel hukukun üstünlüğü demedim, öyle bir dünya yok çünkü!) Esas hikâye,
İran ve Rusya'nın sinir uçlarının Batı koalisyonu tarafından "
test"e tabi tutulmasıdır.
Rusya da işi karşılıklı sınamaya çevirmiş; "bana dokunmazsan, dokunmam" noktasına çekmiştir.
Ama şimdi "
harekât oldu bitti, etkisi geçer, işimize bakarız" diye
ellerini ovuşturanlar yanılıyorlar.
İpek Yolu projesi çözüme bağlandı mı?
Doğu Akdeniz'in ticaret yolları ve doğalgaz kaynakları üzerinde egemenlik arayışları bitti, uzlaşma sağlandı mı?
Hayır!
Öyleyse "
savaş" sürüyor, sürecek demektir.