Günümüzün CHP'si karanlık bir parti.
Yani karanlıkta kalan, karanlıkta tutulan ve o sayede sürekli "dizayn" edilen bir parti.
Çünkü unuttuklarımız/unutturulanlar var.
Mesela Baykal'ın kaset kumpasıyla gidişini bilmeyen yok.
Ama bu "gidiş"ten hemen öncesini bilen, hatırlayan kalmadı.
***
Mesela
15 Nisan 2010'da Emniyet
Genel Müdürlüğü'nün
Baykal'a suikast yapılacağı ihbarını alması ve bu ihbarın partiye
uzun süre aktarılmaması
sıradan mıydı? Hiç sanmıyorum.
Dahası var...
Dönemin CHP Genel Başkan Yardımcısı
Yılmaz Ateş'e göre savcılık ihbarı nihayet
6 Mayıs günü kabul edip işlem yapmaya başladı.
O günün gece yarısı malum kaset internete servis edildi.
Ateş'in konuyu görüşmek için
Hüseyin Çapkın'la ertesi güne randevusu vardı ama artık bir anlamı kalmamıştı.
Baykal'ın
10 Mayıs'ta Genel Başkanlıktan istifasından iki gün sonra suikast zanlısının teslim
olup "her şeyi kendi kendime
kurguladım" demesi ama bağlantılarının
bir suç örgütüne çıkması ve
uzun yıllar bu davanın "basından
gizlilik" kararı altında sürdürülmesi
tuhaf değil miydi?
Bugün olaya dair bütün noktalar aydınlandı mı diye sorarsanız, koca bir soru işareti.
***
Hepsini geçtim...
O tarihten önce ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'nin Washington'a "
AK Parti iktidarına karşı prezantabl bir muhalefet lideri oluşturmak, ordu ve yargı baskısından daha etkili olur" minvalinde bir rapor geçmesi var ki, üzerinde bile durulmadı.
Ne yazık ki, bütün bu "
perdeleme" sürecine bizzat Baykal'ın da katkısı oldu.
İstifa konuşmasında "Pensilvanya'nın samimiyetine inandığını" söyledi ve o günden bugüne başına gelenler konusunda tatmin edici bir açıklama yapmadı.
Bunu hiç anlayamadığımı defalarca yazdım, biliyorsunuz. Anlayan var mı? Sanmıyorum.
Ve Sayın Baykal şimdi de "
nasıl geliştiği" net biçimde anlaşılamayan bir rahatsızlığı atlatmaya çalışıyor.
***
Sonuç olarak...
Ülkenin çok kritik bir döneminde
CHP göstermelik kabilinden bir kurultay daha yaptı ve yine Kılıçdaroğlu'nu seçti.
Yani "
karanlık" sürecek!
"Biz zaten
FETÖ'ye karşıydık" deyip duran ama kendi içinde bu örgütle hiç hesaplaşmamış bir partiden söz ediyoruz.
Peki, ne olacak?
Hamur gibi yoğrulan CHP seçmeni başlangıçta çıktığı yolun
çok uzaklarına götürülüp bırakılacak.
Yazık! Çok yazık!