İyiyim dediğim zaman biraz abartıyorum. Çoğu zaman kendimi Boynuz Burnu'nda, denizin hırpaladığı teknemin içinde buluyorum. Fırtına geçmedi.
(J.L.FOURNIER/Dul)
***
Bilmekten bıktım. Bağlantılardan, devamlılıklardan, kılık değiştirmelerden, ifşalardan bıktım. Artık öyle bir şey yaşamak istiyorum ki, eskiden içimde bulunan hiçbir şeyle ilişkisi bulunmasın (...) yani tek kelimeyle bir
mucize istiyorum. (
ELIAS CANETTI/Sinek Azabı)
***
Gözler, gözler... Selma'nın gözleri... Gözler, içinde ya merhamet ya nefretin ışıldadığı bir kandildir; yahut tevekkül veya şüphenin tüttüğü... Bazen de ve çok defa sönük ve bomboş... Selma'nın gözleriyse, merhametle tevekkülün renklerini ela
bir bal damlasında toplamış (...) Bir gün elimde büyükbabamdan kopardığım bir lira çeyreği, Selma'nın karşısına dikiliyorum: Bak elimde ne var! O da bana ısırılmış bir elma uzatıyor ve "İşte" diyor; "bende de bu var! Ben de sana bunu vereyim. Biraz ısırdım ama ziyanı yok." (
N.F. KISAKÜREK/Kafa Kağıdı)
***
Kendi kendini aldatma ağı incelik ve özenle örülür, oysa aslında inanılmaz basit bir işlemdir. Kendinizi yapmak istediğiniz şeyin engellendiğine ikna etmeyi başarmaktan ibarettir, hepsi bu. Pek çok insan istediği şeyi
gerçekte istemez. İnsanlar engellenmek isterler. (
GEOFF DYER/Bir Hışımla)
***
Sevinçli, mutlu bir Odile kadar duygulandırıcı bir şey olamazdı; sevinç
için yaratıldığı öyle güçlü bir biçimde
hissediliyordu ki, bunu ona vermeyince
insan kendini
ağır bir suç işlemiş
gibi görüyordu. (
ANDRE MAUROIS/
İklimler)
***
İçinde hiç kimse yoktu onun; yüzünün ve bol bol sarfettiği akla hayale sığmaz, fırtınalı sözcüklerin ardında yalnızca bir parça soğukluk ve başka kimsenin görmediği bir düş vardı. Ötekiler "hiç kimse" olduğunu fark etmesinler diye "
biriymiş gibi yapma" alışkanlığını iyice geliştirdi. (
J.L.BORGES/Yolları Çatallanan Bahçe)
***
Hayat ancak sona ererken "var" olur. (
URSULA K. LE GUIN/Zihinde Bir Dalga)
***
İnsanlar artık hayata, kendilerine ve kaderlerine inanmazlarsa, dünya neden onlara inansın? Tanrı'nın yolladığı melekleri ve kaderin işaretlerini karnaval oyuncakları rafına kaldırdılar. Neden tabiat onlara kendi ruhunu göstersin ki? (
HELENE GRIMAUD/
Özel Dersler)