ABD'si, Almanya'sı, Fransa'sı; hepsi dökülmeye başladı.
Kültürel cila soluyor.
Başa dönülüyor...
Yani sömürgeci, kibir kumkuması ve arsız yüz açık açık ortaya konuyor.
Çünkü 21. Yüzyılı yine kendi bildikleri ve istedikleri gibi dizayn etmek istiyorlar.
Çünkü geleceğin ellerinden kayıvereceklerinden ölesiye korkuyorlar.
Belli ki...
Zalim ve saldırgan olmaya hazırlanıyorlar.
Bunu görmez; hazırlanmaz, yine Batı'nın süsü püsüyle kendimizi aldatıp esasını gözden kaçırırsak...
Yazık olur!

*** İşte Fransa Cumhurbaşkanı'nın Afrika'daki son halleri...
Bilmem gördünüz, ilgilendiniz mi?
Parasını bastıkları; maliyeden askeriyeye her işlerini kontrol altında tuttukları ve şimdi de nükleer santral yapmaya çalıştıkları Burkina Faso'yu ziyaret etti Macron.
İşler ilk başta yolunda gibiydi.
Nasıl olsa Burkina'nın sözde değil ama özde lideri kendisiydi.
Fakat Burkina Faso Devlet Başkanı Kabore'yle birlikte gittikleri üniversitedeki öğrencilerle toplantıda iş birden değişti; maske düştü, altından çaylak ve küstah bir sömürgeci tüccar çıktı sanki.
Ona Afrika'dan yapılan insan kaçakçılığı ve göçmen pazarları sorulunca dağıldı. Sesi titreyerek aşağılayıcı tavırlarla "bana bir tane Fransız, Belçikalı veya Alman kaçakçı gösterin" dedi; "kaçakçıların hepsi Afrikalı!" Tabii bizim Nişantaşı/ Cihangir/ Alsancak "beyazlar"ımız bu lafları işitseler, bayılırlardı.
Ama derdin merkezi Afrika'da bu laflar asla zekice bulunmayacak saçmalamalardan öteye gidemiyordu.
Yetmedi. Öğrenciler ona neden Afrika'da çok sayıda asker bulundurduğunu sorduğunda, Macron "ortak bir tarihimiz var, askerlerimize teşekkür etmelisiniz" deyince, gülüşmelerin ardı arkası kesilmedi.
Hepsinin üstüne tüy diken şuydu.
Burkina Faso Lideri bu konuşmalardan rahatsız olup salondan çıkınca, Macron arkasından dalga geçerek "klimayı tamire gitti" dedi. *** Daha neler yapacaklar, ne hallere girecekler...
Bundan şüpheniz olmasın!
Asapları bozuk çünkü.
Çünkü eskisi gibi rahat değiller.
Çin' ve Rusya'yı denetim altına alamıyorlar.
Brezilya'yı düşürdüler ama Türk milletinin ahlakıyla baş edemiyorlar.
Onca adam satın aldıkları Afrika'da "adam yerine" konulmadıklarını yeni yeni fark ediyorlar.
Bir süre daha böyle sinirli ve küstah olacaklar.
Akıllarını başlarına toplayıncaya kadar.