Hep böyle oluyor.
Avrupa'daki her terör saldırısı insanlığın berbat düzenini bir kez daha (moda deyimle) "konsolide" ediyor; yani pekiştiriyor.
Bir kez daha ve terör yoluyla "yeryüzü" ile kültürel/ insani anlamıyla "dünya" ayrışıyor; ikincisi trajedinin yüce kahramanı haline gelip insanlığın geri kalanının çektiği acılar ve gördüğü şiddet unutulmanın çöplüğüne itiliyor.
Ne kötü değil mi?
Ama işte böyle böyle "sersemleştiriliyor"uz.
***
CNNTürk'ün sunucusu geçen gün çok anlamlı bir şey söylediğini düşünerek şöyle dedi: "
İki hafta önce ben de La Ramblas'taydım... Ne acı... Saldırı o gün olsaydı, ben de ölen ya da yaralananlar arasında olacaktım...
Hepimiz tehlikedeyiz."
İfadenin inanılmaz "ben-merkezci" özelliğini şimdilik boş verip "
hepimiz" kelimesine dikkatinizi çekerim!
Yani bir gün ya da bugün Barselona'da,
La Ramblas'ta olabilecekler...
Burkina-Faso'dakilerin hiç hükmü olmadı tabii.
Bağdat'a, Halep'e, Lahor'a, Mogadişu'ya; oralardaki terörün etkisinin buralara nasıl yansıdığı konusuna hiç girmiyorum.
Oralar yeryüzüne dahil ama "
dünya"nın dışında kalıyor çünkü.
Anlayacağınız, terör bir de böyle vuruyor.
***
Neymiş?
"
Dünyada ne çok nefret, kin, düşmanlık var"mış...
Doğru ama şimdi mi fark ettiniz?