2010 yılıydı.
Hatırlıyorum, Murat Yetkin ve şimdi Fetöcülükten aranan Eyüp Can ziyarete gittikleri CHP Genel Başkanı'nın arkasındaki çerçevede Hannibal'in meşhur "Ya bir yol bulacağız ya da bir yol açacağız" sözünü görmüşlerdi de, gazetelerinde ballandırarak anlatmışlardı.
Sözün kaynağına gelince...
Rivayet edilir ki, şiddetli kış şartlarında Kartaca ordusu Alp dağlarında sıkışıp yarısı donarak can verdiğinde umutsuzluğa kapılan generallerine Hannibal böyle seslenmiş.
***
Baktım, dün
CHP kurmayları bu meşhur tarihi sözü yine piyasaya
sürmüşler.
Malum, güreşe ve yenilmeye doymayan pehlivan gibiler...
Toplantılar yapmışlar, sosyolojik brifingler almışlar, referandum kampanya stratejilerini değerlendirmişler ve sonunda "
bir yol açmaya" karar vermişler.
Neymiş o yol biliyor musunuz?
"
Halka gitmek ve yüz yüze iletişim kurmak."
Kılıçdaroğlu hemen "
kapı kapı gezin" diye emir vermiş.
Kampanya stratejilerinden bahsederken kendine Anglosakson havası vererek "
canvassing yapacağız" diyen CHP'liler de var. Yakışır!
***
İstanbul'un Anadolu yakasında bazı CHP ilçe örgütlerinin üyelerinin kasımdan beri gece gündüz çalıştığını biliyorum.
Ataşehir, Bağdat Caddesi ve Maltepe'nin "kurtarılmış bölgeleri"nde dolaşmaktan bazı gençlerin ayakkabı tabanları eridi.
Yine de CHP'nin referandum stratejisini "
hayırlı" buldum!
Kapı ayırt etmeden gezecekler ve yapmacık tavırlar takınmayacaklarsa memleketin gelecekteki huzuruna katkı yaparlar.
Kim bilir, belli mi olur!
Belki böylece
halk olurlar da, "
halkçılık"
serüvenleri son bulur.
Belki gittikleri evlerde kendilerine tutulan
gerçeğin aynasına bakarlar da, orada gördükleri karşısında titreyip kendilerine çeki düzen verirler.
Hatta istiyorum ki...
15 Temmuz gazi ve şehitlerinin evlerini de ziyaret etsinler ve
onlara "
darbe tiyatrosu" tezlerini
anlatsınlar...
Bakalım, ne cevap alacaklar?