Olay şu...
İki gündür sosyal medyaya bakıyorum ve Deniz Gezmiş'in doğum günü için oralarda parlak laflar edenleri gördükçe içimde önce bir bulantı sonra şiddetli bir öfke uyanıyor.
Hani Deniz Gezmiş yaşayıp görse, doğum gününü kutlayan bir kısım facebook ve instagram kompradorunu denize dökmek isterdi.
Kimler yok ki!
Neler neler yazılmamış ki!
"Aşk insanın sol yanını hedef alır"mış da tam orada Deniz varmış da...
Sonra ardından gelsin lüks bir kuaförde manikürde, dostlarla işrette, Yunan adalarına giden bir teknede fotoğraflar...
"İyi ki doğdun Deniz, iyi ki savaştın" yazmaların ardından işine dönüp uluslararası finans piyasasındaki işlemlere devam etmeler...
Phuket tatilinden dönüşte (fotoğraf sırlamasından anladığım kadarıyla daha havaalanında) instagramına Gezmiş'in anısına parkalı bir resmini koyanlar...
***
Ezberlere mahkûm edilmiş gençleri bilemem. Fakat benim kuşağımdan birinin bütün bunlar karşısında
dehşetli bir tiksinti duygusuna kapılmaması imkânsız.
Belli bir tuzu kuru kesim var ki, muazzam bir samimiyetsizlik içindeler.
Gezi zamanında da böyle yaptılar.
Olan temiz halk çocuklarına oluyor. Bu özentiler onları savaşa sürüp kendileri keyif çatmaya devam ediyor.
Ne pis bir oyun!
Haydi komprador bozuntularını geçtim..
Peki
küçük burjuvalara ve emekli Kemalist bürokratlara ne demeli!
70'ler, 80'ler, 90'lar boyunca anısına sövdüğünüz Deniz'i şimdi facebook'ta kutsallaştırıyor olmanız neyin nesi? Bu "
numara"yı halka yutturacağınızı mı sanıyorsunuz?
Bir de
CHP'liler var tabii...
Meclisteki idam oylamasında 144 CHP'liden sadece 44'ü "Hayır" oyu vermişti ya...
İşte o CHP'nin ilçe örgütlerinden biri Yusuf Aslan'ın "Siz, bizi asanlar şerefsizliğinizle her gün öleceksiniz" lafını koymuş facebook'a.
İnsan dönüp bir geçmişe bakar öğrenir de sonra böyle işlere kalkışır.
***
Okumuşsunuzdur, dünkü köşesinde
Melih (Altınok) bunları ve daha fazlasını gayet net biçimde dile getirdi.
Bugün gençleri ölüme göndermek için Deniz Gezmiş'lerin anısını kullananların ağababaları o dönemde doğrudan Deniz ve arkadaşlarını kullanıp darağacına göndermişlerdi.
Kafa konforlarını terk etmeye cesareti olanlar için hiç zor değil. 1968-71 arasında olup bitenler hakkında sadece google'lamak yoluyla bile dehşet bilgilere ulaşabilirler.
Mesela tam şu an önümde dönemin eski eylemci liderlerinden biriyle çok yıllar sonra yapılan bir röportaj var.
"
Cuntacı paşalar istedi, her gün iki eylem yaptık" diyor adam.
Evet! Evet! Gerçekten midem bulanıyor.