Ayaklarınızı uzatmış televizyonda gerilimli bir film izlediğinizi düşünün...
Asya'da karanlık, ıslak, uzak bir ülkede geçiyor. Ortalık kan revan, katliamlar bitmiyor.
Bir süre sonra filmdeki kötülükleri o coğrafya insanının tabii özelliği gibi algılıyorsunuz.
Ve beyaz kahramanın daha fazla insan ölmeden ortaya çıkması için neredeyse dua edecek hale geliyorsunuz.
Her seferinde böyle oluyor, değil mi?
Zaten insanlık tarihinin en gaddar coğrafyasını sorsalar...
Ortadoğu'dan başlayıp sayarsınız; Asya, Afrika...
Oysa biliyorsunuz. İlköğretim çağınızdan beri kolonyalizmin korkunç serüvenlerini, daha geçen yüzyıldaki iki dünya savaşını falan biliyorsunuz.
Fakat diliniz varmıyor işte!
Niye varmıyor, orası önemli!
***
Salı günkü "
Beyaz Batı'yı çırılçıplak görmek" başlıklı yazımda, hatırlarsınız, Suriyeli sığınmacılar karşısında Batı'nın "
evrensel değerler" ve "
insan hakları" cilasının döküldüğünü anlatıp "dikkat etmek gerek" demiştim.
Neden? Çünkü Batı, kendi sefilliğinin böyle sür git göze batmasını istemez, dünyanın gözlerini kör etmeye çalışır.
Elbette basit bir kelime oyunu yapmıyorum.
Gaz odalarının mucitlerini "
medeni"ler olarak görmüyor muyuz?
Dünyanın Batı karşısındaki bakar körlüğü muazzam bir kültür endüstrisinin ürünüdür.
Muhtemeldir ki, birkaç sene sonra yine o Danimarkalı genç polisin görüntüsünü piyasaya sürecekler, mültecilerin ziynetlerini alıp sattıklarını hatırlamamızı önleyecekler.
Filmler, diziler, kışkırtılan hazlar, yalandan ağızlara çalınan kültürel ballar niye var ki!
Yine muhtemeldir ki, Suriyeli mazlumlara kapılarımızı açtığımızı unutacağız; birileri 3 milyar euroyu kapmak için bunu yaptığımızı genç kuşaklara fısıldayacak.
Batılılarsa kabul ettikleri bir avuç sığınmacıdan birkaç bilim insanı, birkaç sanatçı çıkartacak ve onları gözümüze sokacaklar..
Bir kez daha "
medeniyet"lerine hayran olalım ve kendi halimize kahrolalım diye.
***
Neymiş?
Göçmen sorunu karşısında
Avrupa'nın değerleri ölüyormuş, Batı'nın idealleri çözülüyormuş...
Dış basında şimdi sürekli bunlar yazılıp çiziliyor.
Oysa acayip bir durum yok.
Bizim tuzu kuru beyazların tatillerde sırf ağızlarının tatları kaçmasın diye
iyilik meleği kesilmelerine benzer Batı'nın bu halleri...
Şimdi tatil bitti.
Özlerine dönüyorlar.
Cimri kalplerine, gücünü kibrinden alan rafine şiddetlerine ve korkak zihinlerine...