Başlık ürpertici, biliyorum.
Hatta bu başlığı attığım için kendime kızıyorum. Var çünkü! Tabii ki var.
Zaten terörün ne olduğu konusunda kimsenin kuşkusu yok!
Sorarsan, bütün dünya aynı fikirde...
Doğru mu bu? Bir yere kadar.
Ama konu çarçabuk teröristin kimliğine geliyor ve işler karışıyor.
O zaman anlaşılıyor ki, siyasetçilerin, medyanın ve global kültürel iktidarın terör hakkında uzlaşması fena halde çakma!
Mesela ABD'de düzenli olarak (neredeyse en geç iki hafta arayla) kalabalıkların üzerine ateş açılıyor. Eylemler öylesine "viral" bir düzen gösteriyor ki, başka bir ülkede kolaylıkla "gizli bir örgüt"ten kuşkulanılır.
Oysa ortalama bir Amerikalı bu katliamcıların adları John, Bill falansa ve tenleri de beyazsa, onları "random shooters" olarak adlandırıyor. Yani rasgele ateş açan canilerle karşılaşıldığına inanılıyor.
Geçen gün San Bernardino'da 14 kişinin katliyle sonuçlanan terör eyleminin ardından sosyal medyadaki tartışmalara ünlü komedyen Bill Maher şöyle müdahale etti: "Bu katillerle İslamcı teröristleri kıyaslamaya son verin. Elmalarla armutlar bir arada değerlendirilemez."
***
Paris saldırılarından sonra Avrupa'da ortaya çıkan toplumsal psikoloji siyasetçilerin teröre dair fiyakalı uzlaşmasını yalanlıyor.
Ne yazık ki, terör nereden bakılırsa bakılsın "
hah işte!" denerek tanınan bir zalimlik, global bir gerçeklik falan değil.
Bugün bir
Parisli'nin gözünde terörist denen kişi "
etnik ve dini kökeni farklı komşu" niteliği taşıyor. Bir örgütten değil, Müslüman komşudan korkuyor.
Avrupa medyasında artık şöyle yazılar çıkmaya başladı: "İyi vatandaş olmayı unuttuk; ailemizi korumak için
mahallemizi gözleyip korumalıyız. Gürültülü ve kuşkulu davranışlar içindeki bir komşu sıradan bir arıza karakter olmayabilir."
Şimdi bu yaklaşımın, bu korku ve tedirginliğin Türkiye'deki, Irak'taki, Rusya'daki, Pakistan'daki terör ve terörist algılarıyla ortak bir yanı var mı? Yok!
***
Bunları niye yazdım, anlatayım...
Terör, deyince...
Terörü kınayınca...
Teröristten nefret edince...
Bütün insanlığın el ele tutuşup teröre karşı direniş cephesi oluşturacağını sanmak hayalciliktir.
Olmuyor zaten!
Terör kavramı üzerinden yürümek yerine
adalet ve merhamet kavramlarını yeniden tedavüle sokmak gerekiyor. Burada, orada, dünyada, her yerde bunu yapmak zorundayız.
Teröristin elindeki silahı almanın başka yolu yok!