PAZAR NOTLARI:
İnsan çoğu zaman paraya pula değil, üç beş alkışa yenilir. Nice kişilikler, üç beş alkış almak uğruna yere serilmiştir.
***
Bizi en kolay sevilme duygusunun pürtüklü hazları ve cahil alkışların yarattığı coşku bozar.
Şeytan alkışta gizlidir.
***
Sevilmeyen insan serpilip olgunlaşamaz. Fakat sevilmek var, sevilmek var! Bazılarımızın sevile sevile "
küçüldüklerini" görmezden gelebilir miyiz?
***
Hiç
hazan yapraklarına yakından baktınız, elinize aldınız mı? Cansızdırlar, dokununca çıt diye kırılıverirler. Fakat nasıl da güzeldirler ve bulundukları yeri güzelleştirirler... Modern hayatın zihni "
bitiş"lerin bir tür "
çirkinlik" veya "
tatsız bir arıza" olduğu fikri üzerine kurulmuştur. Oysa tabiat her sonbahar bize hakikati gösterir:
Bitiş, ayrılık, ölüm kaçınılmaz olduğu kadar
güzeldir.
***
Schopenhauer metafiziği ayakta tutan iki şey olduğunu söylermiş: Huzursuzluk ve var olanın yok olabileceğinin bilinci...
Biz metafiziği filozoflara bırakıp "
insanın manevi ürperişi"ne bakalım.
Sonbahar, ürperiştir!
***
Ali Ayçıl ne güzel yazmıştır: "Güzle, '
güz dili' diyebileceğimiz mahrem bir lisanla konuşmaya başlayınca birden anlarız ki, zayıf ve çelimsizmişiz; bitkin ve göçmen." (Kovulmuşların Evi.2007)
***
Sonbahar... Mevsimlerin akşamüstüsü.
***
"Akşamüstü hava bozar" diyen ihtiyarı hatırladım şimdi. Yazmıştım da galiba... Torunu "nerden biliyorsun dede, etraf günlük güneşlik" demişti de, dede elini kalbine götürüp "buradan biliyorum" demişti; "
her akşamüstü hava bozar, ya dışında, ya içinde ama mutlaka bozar!"
***
Bir "
duruş"un olması için
eylemde bulunman gerekir. Kaskatı kesilmek, orada öylece kalakalmak değildir duruş. Tutunmak ve tutuculaşmak değildir. Bir kaya, bir masa, bir vazo onları kendi hallerine bırakırsak, öylece dururlar. Fakat insan hem fiziksel hem de zihinsel olarak ancak eylem içinde durabilir! Tam bu noktada sözü bizde pek tanınmayan bir yirminci yüzyıl düşünürüne, Hans Blumenberg'e bırakayım: "
Durmak, asgari düzeyde uyanık bir dikkat gerektirir; ne kendini salmanın hafif meşrepliğine ne de yılgınlığa kapılmaya izin verir."