Geniş bir kesim var...
Ruhen ve kültürel olarak feci biçimde "ecnebi" bir kesim...
Ne acı ve ironiktir ki, 80 yıl boyunca adına "milli" denen bir eğitim ve öğretim müfredatıyla üretildiler.
Üzerine titredikleri tarihsel dönemin bu ülkeye hiçbir şey kazandıramadığını itiraf etmekten ölesiye korkar ve eleştiren herkese "vatan haini" yaftası yapıştırırlardı.
Zaman geçti, devir değişti.
Şimdi aynaya baktıklarında orada gerçek bir "hain"le karşılaşmaktan çekiniyorlar.
Onca yılda bir yerli otomobil bile üretemeyen, hava savunmasını sağlayacak füzeleri yalvar yakar dışardan getirten, uzay çalışmalarına hayranlıkla bakan fakat on yıl öncesine kadar milli bir uzay programı bile gerçekleştiremeyen bir zihniyetin ezikliğiyle hesaplaşmaktan kaçıyorlar.
Kendini eleştirerek yol almayı bilmiyorlar.
Tek bildikleri hayranlık.
Güçlü ülkelere ve parıltılı vaatlerine hayranlık.
Ve artık başka neyi beğeneceklerini şaşırmış haldeler.
Yeter ki, bu yolla kendi ülkelerini, yani Türkiye'yi aşağılayabilsinler.
İnanmayacaksınız ama...
En son Çar Deli Petro'yu göklere çıkarmaya başladılar.
Evet! Şaka yapmıyorum.
Hani "Büyük Petro" denen Piyotr Alekseyeviç Romanov'dan söz ediyorum.
17. yüzyıl sonu ve 18. yüzyıl başında Rus bozkırlarından bir imparatorluk çıkartan adamdan...
Üşenmeyip uzun uzun bir metin oluşturmuşlar, sosyal medya ortamlarında ve mail gruplarında dolaştırıyorlar.
Bu çar o kadar büyük adammış ki, ta o zaman bir "Bilimler Akademisi" kurmuşmuş...
Akademiye dünyanın her yanından bilim adamları katılmışmış; katılanlar ve başkanlar akademide yapılan oyla seçilirmiş...
E sonra?..
Bundan üç yüz yıl sonra bizde de nihayet bir bilimler akademisi kurulmuş ama üyeleri Başbakan ve hükümete bağlı kurumlar seçecekmiş...
Bağlantı da pek zekice sandıkları şu alay cümlesiyle yapılıyor: "Rusya Bilimler Akademisi üyeleri, bugüne kadar 20 Nobel aldı. Bizimkiler de bundan sonra alır artık! Bu topraklardaki kültüre göre, birisi 'deli' öbürü değil... Artık siz hangisini tercih ederseniz!!!"
Bu salaklığa ve cehalete ayak uydurup "he he" diye gülecekler olacak, ben ona yanıyorum.
