2012 yılı Kasım ayıydı. Özgür Mumcu Radikal'deki yazısına şöyle giriş yapmıştı: "İnsanın öldürülmüş babasının arkasından annesinin yazdığı bir kitap hakkında yazması ise benim becerebileceğim bir iş değil."
Doğrusu, ilk önce bana garip gelmişti.
Anne Mumcu oturmuş suikast sonrası yaşadıklarını bir bir yazıya döküp "İçimden Geçen Zaman" adıyla kitaplaştırmıştı.
Kitap hemen çoksatarlar listesinde tepeye yerleşmiş ve medyada tartışılmaya başlanmıştı.
Çünkü suikast ve dönemin karanlık dünyası hakkında çarpıcı sorular ortaya koyuyordu.
Sadece iki örnek...
Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım neden 1996 Kurban Bayramı'nda Güldal Mumcu'yu ziyaret edip garip laflar etmişti?
Mumcu cinayetinin "uluslararası istihbarat örgütleri, mafya ve karanlık güçler" tarafından işlendiğini söyleyen savcının evinde ölü bulunması ve alelacele defnedilip dosyasının kapatılması "sıradan bir olay" mıydı?
***
Oğul Mumcu işte böyle bir kitap üzerine iki satır yazmaktan bile kaçınıyordu.
Topu kız kardeşine atmış, onun kitabın hazırlık safhalarını anlatan yazısını alıntılamayı tercih etmişti.
Belki de anlaşılır bir duyguydu bu.
Bir köşe yazısıyla bile olsa bütün hayatlarını ağır biçimde etkileyen o korkunç olaya dönmek istemeyebilirdi.
Fakat annesinin kitabının çıkmasından iki yıl önce
T24 sitesi için Selin Ongun'a verdiği röportajda suikast hakkında çok şey söyleyen de yine
Özgür Mumcu değil miydi?
Orada "
bu cinayeti kontrgerillanın işlediğini duysam şaşırmam, PKK'nın yaptığını duysam şaşırmam" demiş ve eklemişti: "
ben bu cinayetin bir İslamcı operasyonu olduğuna inanmıyorum."
Gelelim bugüne...
"Paralel" yayın organına dönüşen yeni
Cumhuriyet'teki oğul Mumcu çok farklı.
Ne olmuşsa artık geçen zaman içinde...
Suikastı işleyenlerin kimler olduğundan pek emin.
Geçen günkü yazısında babasını öldürenlerin "
kanla abdest aldıklarını, seccadelerinde kanlı ellerinin ve alınlarının izleri" olduğunu söylüyordu.
***
İnsan merak ediyor...
Bugün Özgür Mumcu, babasının pek çok yakın dostunun iddiasını şimdi de seslendirebilir ve "
cinayette PKK parmağı da vardı" diyebilir mi?
Suçu 90'ların medyası gibi İslamcılara yüklemesinden çok hoşlanan
yeni mahallesi ve paralel arkadaşları buna izin verir mi?
Ya "
İçimden Geçen Zaman"dan sonra
Güldal Mumcu nereye kayboldu?
Siyaseten ve söz olarak
ortalıktan çekilmeye mi zorlandı?
Sorular, sorular...
Ne çok şey anlatıyorlar!