Eski bir arkadaşımla karşılaştık.
Doğuya karşı ırkçı, batıya karşı ezik, hafif ulusalcı, hafif solcu, hafif burjuva fakat ağır biçimde seküler biridir.
İki yıl öncesine kadar ne zaman karşılaşsak tatlı tatlı çekişerek sohbet ederdik, Gezi'den sonra kopup gitti.
Geçen gün markette karşılaşınca bu kez yalandan bir gülümsemeyle selam verip geçmek yerine bir kahve içip laflamayı teklif etti.
Meğer artık siyaseten "kararsız" olduğumu düşünüyormuş.
Anladım ki, ani yakınlık gösterisi ondan.
"Yoo, kararsız falan değilim, bence kimse kararsız değil" deyince kahveden falan vazgeçip kestirmeden sordu: "Kime oy vereceksin?"
Cevabımı buraya da yazayım.
Artık yeni bir evreye geçtim. Sadece kimden yana olduğuma değil, kime karşı olduğuma, kimlerden "kaçtığıma" da bakıyorum...
Örnek mi?
İki medya ünlüsünü seçerek söyleyeyim...
Koray Çalışkan kime oy verecekse, oyum karşıtınadır.
Şirin Payzın neyi temsil ediyorsa, tam karşısındakilerin beni temsil etmesini istiyorum.
Şimdi o arkadaşımın siyasal tercihini merak edenler de olabilir, belirteyim.
Bizim hafif ulusalcı, hafif ırkçımız sevgi pıtırcığı olmuş!
Anlamışsınızdır.