Kabul edin, üç yıl önce "yok artık, daha neler!" diyeceğimiz şeyler yaşıyoruz...
Her zaman elitist kalmış, kökleri itibariyle faşizan ulusalcı ve işine gelen darbecilere karşı hep şakşakçı olan gazete şimdi "okurlarına armağan" olarak Marx'ın Komünist Manifestosu'nu dağıtıyor.
Neden? Çünkü "Manifesto bugünlere de ışık tutan bir hazine"ymiş.
Ve elbette gazeteyi "içinden" ve dışından hararetle destekleyen ve yönlendiren paralel örgüt bu girişimi ellerini ovuşturarak izliyor.
O örgüt ki, yıllar önce Komünizmle Mücadele Dernekleri çerçevesinde bir hücre olarak filizlenmişti.
Gazetenin yakın zaman kadar ağzından "F Tipi" lafını düşürmeyen; polis ve yargıdaki "F Tipi yapılanma"yı yerden yere vuran yazarlarını ise, hiç sormayın!
Şimdi örgüt karşısında "uslu çocuklar" oldular.
***
Ya
Marksist Kürt hareketinin "
Türkiye partisi" olacağım diye çıktığı yolda yaşadığı savrulmalara ne demeli!
Biraz Nişantaşı alkışı, biraz Cihangir kucaklaşması derken...
2013 ilkbaharında
ABD seyahatiyle şekillenip sonra gitgide gelişen
bu hareketle paralel yapı arasındaki ittifak artık sere serpe açığa çıktı.
Peki ellerine plastik kelepçeler takılarak kuyruk yaptırılan KCK tutukluları ve yakınları paralellerin kendileri hakkındaki hakiki fikir ve eylemlerini bilmiyor olabilirler mi?
Diyelim ki, gençler gaza geliyor ama
hareketin eskilerinin bu ittifakı içlerine sindirebilmesi manidar.
Ona buna "
oportünist" deyip suçlamak kolaydı. Hatta böyle suçladıkları eski arkadaşlarını "
cezalandırıyor"lardı.
Gün gelip aynayı kendilerine tuttuklarında acaba ne göreceklerini sanıyorlar?
***
Uzun lafın kısası...
Politik ve medyatik samimiyetsizliğin zirve yaptığı, kirli ittifakların kollarını ahtapot gibi her yana uzatmaya çalıştığı günlerdeyiz.
Görmesini bilen göz için dert değil!
Telaşa gerek yok!
Nihayetinde bütün yaldızlar birer birer dökülüyor.
Halk görüyor.
Onlar da zaten buna deli oluyor!