Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Halkı tanımayan "seçmen davranışı" uzmanları!!!

Seçmen ne rasyonel biridir, ne de duygusal...
Seçmen sadece gündelik hayat sıkıntılarından kalkarak da oy vermez.
Neden? Çünkü sandık vakti yaklaştığında insanlar birdenbire "seçmen" diye farklı bir kimliğe ve kafa yapısına bürünmezler de, ondan.
Ama gel de bunu siyasilere ve bazı sosyal bilimcilere anlat!
Haziran genel seçimini ele alalım...
Bazıları sanıyor ki...
Mesela emekliler dünya görüşlerini, kuşaklar boyu taşıdıkları kanaatlerini ve siyasi algılarını haziran başında birdenbire terk edip alacakları küçük zamma, ikramiye vaadine kanarak oy verecekler!
Mesela üniversite öğrencileri "YÖK kaldırılacak, haftada bir gün çamaşırları bedava yıkanacak" (bu açıkça dile getirilmiş bir seçim vaadi, ben uydurmadım!) diye dünyaya, ülkeye ve hayata dair görüşlerini terk edecekler!
Yok tabii böyle bir şey!
Örnekler uzatılabilir ama gerek yok, ne demek istediğimi anlamışsınızdır.

***

Peki halk bir "seçmen" olarak nasıl davranır, nasıl düşünür?
Uzun hikâye!
Ancak seçmen her şeyden önce hayal kurar.
Yani oy vermek haklı ve tatlı bir hayalciliktir!
Fakat hayaller uçurtmalara benzer. Kimse ayaklarını yere sağlam basmadan uçurtma uçurmaya kalkışmaz.
O yüzden seçmenin hayalleri kaygan vaatlere değil, ideolojik temellere yaslanır.
Ve unutmamalı ki, seçmen siyasetçilerin sözlerinden önce kişiliğine bakar. Siyasetçi hayallerinin tutunacağı daldır.
Siyasetçinin kişiliği hakkındaki oluşan kanaatlerine göre seçmen ona yaklaşır veya uzaklaşır.
***

Tabii seçmenin "hayal kurması"yla bizim bazı sosyal bilimcilerimizin içten pazarlıklı halleri arasında çok fark var.
Bakıyorum da, akıllı ve samimi uzmanlar olarak tanıdığımız kimi akademisyenler "muhalif" olmak uğruna garip tezler ileri sürmeye başladılar...
Neymiş?
Bir AK Parti belediyesi Kâbe maketi yaptı, ötekisi şatafatlı iftar çadırları kurdu, birtakım Müslümanlar cepten "Hayırlı cumalar" mesajı atmaya başladı diye muhafazakârlar siyasi tercihlerini sorgulamaya başlamışlar.
Yahu insan bunları yazarken kendine sormaz mı?
Yerel düzeyde yıllardır çok kötü yönetilen ve CHP il örgütü sürekli falso veren İzmir'de oylar farklı bir karakter kazanmıyor.
Neden?
Çünkü seçmenin tercih sorgulamaları bu uzmanın sandığından çok daha "derin" bir süreçtir.
Beni dinlemezler ya, onlara bir önerim var...
Sürekli araştırma yapıp yorumlamak yerine "sokakta dolaşan, çarşıya, pazara, camiye giren insan" olsalar, zihinleri açılır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA