İster IŞİD deyin, ister DEAŞ, bu örgütün bir "kaldıraç", bir "manipülasyon aracı", bir "İngiliz anahtarı" olduğunu söylemeye başladığımda...
Ki epey oluyor...
Hem medyadan hem de akademyadan eleştiri almıştım.
Böylece onlar entelektüel, ben "paçoz gazeteci" oluvermiştim.
Oysa biz görmezden geldik diye, komplo ortadan kalkmıyor.
Kaldı ki, özel "prodüksiyon"lar elbette sosyal veya tarihsel dinamiklerinin varlığı üzerine yerleştirilirler.
Nitekim aylar geçti ve şimdi "ortada pis bir tezgâh var galiba" demeyen kalmadı.
Ürdünlü pilotun yakılması ve Libya'da olup bitenler örgütün işlerinin Batı'ya ve İsrail'e hizmet eden çizgisi konusunda zihin açıklığı oluşturdu.
Sanırım IŞİD'in saldıracağı Süleyman Şah Türbesi üzerinden Türkiye'yi savaşa ve istikrarsızlığa çekmek son hesaptı.
Şimdilik savuşturuldu.
Fakat burada bitmeyecektir.
Tetikte olmak gerekir.