Gelin, bugün havayı biraz değiştirelim. Mesela geçen yazdan konuşalım.
Ne diyeceğinizi biliyorum...
Ege'yi, Akdeniz'i terk ettin, şafakta çıkılan uzun yollar geçmişte kaldı.
Ne bir plajın kıyısından geçtin, ne bir sahil lokantasında oturup kabak çiçeği dolmalarını ve kaya barbunlarını mideye indirdin.
Denizsiz, tuzsuz, rüzgârsız, güneşsiz geçen bir yazdan bize ne anlatacaksın?
Doğru! Kafamı dinledim.
Şehirden sıkıldığını söyleyip yerleştiği tatil kasabasına da şehri getirenlerden; yerli halka tepeden bakmayı "entelektüel" bir tavır zannedenlerden, kumsala sol sloganlar yazıp az ötede zenginlik övgüsü düzenlerden uzak durmak bana iyi geldi.
Balkondaki saksıda kızarmaya çalışan pembe domateslerimle mutluydum.
Fakat "beyaz Türkler"in Yunan adaları aşkının geçen yaz şahikasına ulaşmasını uzaktan da olsa, hayret ve ilgiyle izledim.
***
Düşünebiliyor musunuz?
Çeşme'de,
Bodrum'da "
beach club"lardan çıkma; sonra kalk "
Ayy, adalarda deniz çok güzel, salaş plajları çok güzel!" deyip dur!
Yıllardır üzerinde salınıp durduğun ahşap iskelelerden bile sıkıl, Maldivlerden Bodrum'a beyaz kum getirttir; sonra gittiğin Yunan adasında üzerine kırık dökük şezlonglar atılmış
çakıllı plaja ayıl bayıl!
Yeni tatil sitelerindeki
Miami tipi villalara tonla para yatır ama her Yunan adası dönüşünde eşe dosta, "
köyün ucunda bir kulübe kiraladık, bizim tekneyi de önüne bağladık" diyerek mutlu hikâyeler uydur!
Belli ki kararlılar; Ege'nin bu tarafını mahvettikleri yetmemiş, şimdi de karşı kıyılara kafalarını takmışlar.
Yakındır,
talancı görgüsüzlükleriyle oraları da perişan ederler!
Duydum ki,
Simi'de tekneden inince
Manos'un yerinden kaçıp arka sokaklara geçiyorlarmış.
Güldüm. Çünkü
Manos'u böyle şımartıp kendinden geçirenler bizzat bizimkiler!
Nur Çintay, yaz boyunca bizim hafta sonu eklerinde
bu tayfayla inceden dalgasını geçen yazılar kaleme aldı, okumuşsunuzdur.
Ben dalga geçemiyorum, basbayağı kızıyorum.
***
Malum, bir de "
Yunan adaları çok ucuz, biz pahalıyız" lafı var.
İyi de, sebzesini meyvesini uzaklardan getirten adalı Rumlarla kıyaslayınca asıl ucuz olması gereken biz değil miyiz?
Bizim turizmimize hâkim olan şımarıklıktan ve vurkaç ticaretinden hiç söz etmeyecek misiniz?
Ne zaman bu konu açılsa, ana akım medyada birileri çıktı; "
size ne kardeşim adam istediği fiyatı koyar, parası olan yer!" dedi.
Oysa dibine kadar yanlış bu! Çakallığı meşrulaştırmadan başka bir şey değil!
Burada hak edilmemiş kazançlara alkış tut, sonra git Yunan adalarına, "ne ucuz!" diye şaşır!
Önümüzdeki yaz da bizimkilerin
bu pervasız samimiyetsizliği sürdüreceğinden eminim.
Fakat merak ediyorum, acaba Yunan adalarının hali ne olacak?