Nereden nereye... Bir zamanlar Filistin üzerine iki satır çiziktiren herkese "hiçbir şey bilmiyorsunuz, sadece Siyonist kaynakları kullanarak yorum yapıyorsunuz" diye fırça atan adam...
Bir zamanlar ana akım medyamızın büyük Ortadoğu yorumcusu olarak sivrilen adam...
Şimdi Gazze üzerine yazarken tek bir Filistin kaynağına bile atıfta bulunmuyor. Umurunda değil.
New York Times yorumcularının "yakında Sünni iç savaş çıkacak" veya İsrail kaynaklarının pek sevdiği "Gazze halkı savaşın durmasını ve Ramallah'taki yönetimin orada da hâkim olmasını istiyor" türünden tezlerini seslendiriyor.
Adını anmak bile içimden gelmiyor.
Yine de bu vesileyle vurgulamak istiyorum: Çok sancılı bir evreden geçiyoruz ama değişen Türkiye ve dünyanın iyi bir yanı var: Kırk yıllık maskeler birer birer iniyor.
Şu Mısır darbesini düşünün...
Ama diye başlayan cümleleri...
Ama Mursi de şöyleymiş, toplumun Tahrir'e destek veren kesimleri böyleymiş, ama Mısır ordusu iç karışıklıklara nihayetinde izin vermezmiş...
Hepsinin bir yanıyla "hikâye" olduğu ortaya çıkmadı mı?
Batı'nın darbeye destek çıkışını da bir yana bırakın...
Sisi'nin arkasındaki İsrail projesi sadece bir yılda ifşa oluverdi.
Derdim, olup bitenleri yalnızca devletlerin projeleri ve komplolarla açıklamaya kalkmak değil elbette.
Fakat birleşme eğilimi gitgide güçlenen Filistin direnişini "düşman" İsrail'in durduramayacağını, bu direnişi ancak "dost" bir gücün dengeleyeceğini 2006'dan beri Batı basınında yazıp çizenleri hatırlıyorum da...
Aradıklarını Sisi'de bulduklarını inkâr mı edeceğiz?
Şunu da biliyoruz; İsrail için sonun başlangıcı uzun sürecek.
Batı önümüzdeki günlerde Ukrayna krizini tırmandırarak uluslararası kamuoyunun dikkatini Gazze'deki vahşetten uzaklaştırmayı deneyecek.
Ancak Sisi'nin durumu farklı.
Sisi, bu kirli işbirliğini ne kendi halkına ne de Arap halklarına unutturabilir!
Onun sonu sanılandan daha yakın bir zamanda gelirse, hiç şaşırmayacağım.