Şimdi oturup ağlamak kolay...
"Biz" nereye gitti?
Hani bizim bir "Biz" duygumuz vardı? Tekrar bir "Biz"den söz edebilecek miyiz?
Sen sevgili seküler- endişeli- beyaz kardeşim...
İstediğin kadar sızlanabilirsin. Ama bu soruları sormak için bile çok geç kaldın.
Birinin dönüp "senin hiç 'Biz' diye bir sorunun olmadı ki, şimdi neden bu kadar dertleniyorsun?" diye sormasını da bekleme...
Sormaz, çünkü cevaplarının samimiyetine inanan kalmadı.
Memleketi en çok sen düşünüyormuşsun havalarına girdiğinde, bir bak çevrene...
Senin kendi kültürel sınıfında bile bıyıkaltı bir gülümseme baskın.
Neden dersin?

***
Senin bu meseleleri samimiyetle dert ettiğine nasıl inanalım?
Seçimi mutlaka kazanacağına inandığın parti zaten Sivas'ın ötesinde yoktu.
Bunu senden başka herkes biliyordu.
30 Mart'ta gördük ki, senin umut partin Sivas'tan batıya doğru gelindiğinde de erimiş, tükenmiş.
Ellerini başının arasına al, düşün; Afyon'da yüzde 5.34 ne anlatıyor acaba?
Kütahya'da yüzde 1.61 mesela; Düzce'de 3.99. Daha böyle çok örnek var.
En kolayı reklam yapmak, afili sloganlar bulmaktır.
"Birleştirici güç"müş!
Neyle birleştiriyor söyleyeyim: Yokluğuyla...
Hele o "Ötekisi yok" sloganı.
Bari kendinize karşı dürüst olun! O slogana başta siz inanmadınız.
Açsak Facebook hesaplarınızı, "ötekileştirme"den geçilmiyor.
"Öteki"niz olmasa, siz olamayacaksınız çünkü. "Zenci"leriniz olmasa, kim sizi "beyaz" sayar.
***
Nasıl minicik yüz çizgileri yaklaşmakta olanı epeyce önceden apaçık gösterirse, sosyal ve siyasal hayatın küçük detayları da aynı işaret diline sahiptir.
Seçimden önce karşılaştığımızda "Biz duygumuz kayboldu, bu işin sonu ne olacak?" diye dert yanarak gönlümü kazanmaya çalışan bir tanıdığım; seçim sonrası sosyal medyada şu mesajla boy gösterdi: "Alsınlar memleketlerini başlarına çalsınlar, Trakya ve Ege'yle idare ederiz!"
Okuyunca, "Bravo" dedim içimden; "keşke hepsi böyle açık sözlü olsa! Buradan başlayarak tartışsak belki anlaşabiliriz."
Farkında mısınız, "ötekiler"den hiç kimse sizin için "alıp gitsinler memleketlerini!" demiyor.
Oysa taş olsa çatlar hani! Mesele de işte burada düğümleniyor.
Haklısınız! Yeniden "Biz" olmalıyız; ne yapıp edip "Biz" duygusunu yakalamalıyız.
Ama önce sormak lazım: Niyetiniz var mı?