Tartışmalarda maksat üzüm yemek değil, bağcı dövmekse, ne yapsanız, boş!
Mesela siz "demokrasi sandıksız, yani seçimsiz olmaz" dersiniz. (Dikkat buyurun; "Sandık demokrasidir" demezsiniz.)
Onlar durmadan yazıp çizer, bağırır çağırır: "Demokrasi sandıktan ibaret değildir."
Bu size cevap değildir ya, söyleyenin derdi de zaten "doğru"yu arayıp bulmak değildir.
O bir yandan sandıktan çıkan sonuçları yok saymaya çalışırken, bir yandan da safına adam toplamak hesabındadır.
Neler görmüyoruz ki!
Gazetesinde "sandık demokrasidir, diyen büyük cahildir" diye yazan adam internetteki kişisel sitesine demokrasiyle cumhuriyet rejimini aynılaştıran sloganlar koyuyor.
Esas cehalet tam budur ama onun umurunda mı!
***
Malum bir de pek yaygın ve
kullanışlı bir iddia var: "
Hitler de sandıktan çıktı" diyorlar.
Meraklısı bulup okuyabilir; geçtiğimiz yıl
Taner Akçam bu iddiaya kapsamlı ve yeterli bir cevap vermişti. ("Hitler'in seçimle iş başına geldiği efsanesi", Taraf, 23 Temmuz 2013)
Geçen gün Hıncal Abi'nin (Uluç) "
Demokrasiyi iyi bilmek gerek" başlıklı yazısında bu iddia tekrar karşıma çıkınca o dönem Almanya'sında olup bitenlere dönüp tekrar baktım.
İnsanlık tarihi için acıklı bir geçiş...
Çok seçim kaybeden, hiçbir seçimde iktidara gelecek çoğunluğu elde edemeyen bir lider ve partisinden söz ediyoruz aslında.
Temmuz 1932 seçimleri ardından birkaç ay içinde sekiz hükümetin kurulup bozulması üzerine
Ocak 1933'te koalisyona üç bakanlıkla ve şansölye olarak giren
Hitler'in partisini daha sonra tek başına iktidar yapan
Mart 1933 seçimleri,
serbest genel seçim sayılamayacak özelliklere sahiptir.
***
Düşünün...
Şubat 1933'te Reichstag (Alman Parlamentosu) yanmış,
Hitler ertesi gün
Hindenburg'a anayasal hak ve özgürlükleri kaldıran
Olağanüstü Hal Kanunu'nu imzalatmıştı.
Bir gecede yüzlerce Komünist ve Sosyal Demokrat Parti yöneticisi tutuklanmış, Nasyonal Sosyalist İşçi Partisi ve Nasyonal Halk Partisi dışındaki
partilerin siyasal çalışmaları durdurulmuştu.
5 Mart seçimleri bu koşullarda yapıldı.
Sonraki parlamento sandalye dağılımı yine de ilginçtir. Naziler'in 288 koltuğu vardır ama her şeye rağmen Sosyal Demokratlar 120, Komünistler 81, Merkez Katolikler 74, Alman Nasyonalist Partisi 52 koltuğa sahiptir. Fakat kısa süre sonra çıkan kanunla
parlamentonun yasama yetkisi kaldırılır.
***
Uzun sözün kısası...
Hitler sandıkla
gelmemiş, bin bir türlü tezgâh ve çok özel sosyal dinamikler sonucu iş başına
getirilmiştir.
Bu olguyu anlamak için...
Almanya'nın 1. Dünya Savaşı sonunda imzaladığı
Versailles Antlaşması hükümlerine ve 1930'lu yıllarda korkunç boyutlara varan işsizlik sorunu ve
ekonomik depresyona da bakmalı.
Bunlar
Hitler'in iktidara yürüyüş propagandasının temel unsurlarıydı.