İlkokul ezberlerinin üzerine bir Elif Şafak, iki Ayşe Kulin romanı ekleyince kendini müthiş "kültürlü biri" sanmaya başlayan... Fakat memleket insanının iki makarna paketine güvenini, fikrini, inancını ve oyunu satabildiğine inanacak kadar "kültürsüz" arkadaşlara uyarımdır...
Seçime şunun şurasında kaç gün kaldı. İhtiyacınız olacak! Şimdiden bu halkın kaçta kaçının "aptal" olduğuna dair hesaplarınıza başlayın!
El altında bir Aziz Nesin fotoğrafı da bulundurun ki, sosyal medyada anısını yad eder, içinizi ferahlatırsınız.
Çünkü yine siz nereye oy veriyorsanız, halk asla oraya rağbet etmeyecek!

Yeri gelmişken söylemeden yapamayacağım...
İki aydır CNNTürk'teki tartışmalara özellikle bakıyorum.
Bu programların âlemi kör, herkesi sersem sanan sunucularını ve kibirden kaskatı kesilmiş muhalif (!) konuklarını dikkatle gözlemliyorum.
Gülmemek elde değil.
Çünkü hepsi Milli Şef döneminden çıkıp zaman tüneli yoluyla tv stüdyosuna ışınlanmış gibiler. Zihinleri öylesine yerinde sayıyor, karakterleri öyle "tanıdık" ki... Hani biraz daha uzun konuşsalar, biraz daha çok ekranda görünseler...
Onları dinleyen insanlar Erdoğan'a 20 yıl daha oy vermek için içlerinden yemin edecekler!
***
Biliyorum, şimdi "ama hırsızlık, yolsuzluk..." diye başlayacaksınız yine.. Hırsızlık, yolsuzluk, yalancılık varsa eğer, halk bunun hesabını hiç sormaz mı? Sorar.
Asla örtmez, örtmeye kalkışana da zamanı geldiğinde bedelini ödetir. Fakat anlamadığınız şey ne, biliyor musunuz?
Bunu yaparken asla sizin yolunuzdan gitmez halk, asla elinizi tutmaz.
Bu ülkenin hem geçmişini hem de parasını hortumlayıp duran oligarkların "ayaklanma" çağrılarına uyanlarla işbirliği yapmaz.
Hiç utanmadan Esed'le fotoğraf çektirenlerle İsrail karşısında el pençe divan duranların uğursuz ittifakının Ak Parti hükümetini zalim ilan etmeye kalkışmasını yutmaz.
O yüzden, hiç hayallere kapılmayın! En iyisi, siz hiç değilse gelecek zamanlar için Türkiye sosyolojisi, tarihi ve bütün dünyadaki seçkinci sosyal kesimlerin sandık yenilgileri üzerine biraz ders çalışın.