Takkeleri düşünce kelleri de görünüyor.
Meğer merkez medyanın pop sözcülerinin istediği siyasal sosyal düzen basbayağı Atina demokrasisi gibi bir şeymiş.
Yani zaman tüneline girsek...
Antik Atina'da olduğu gibi...
Yurttaş sayılan bir avuç insan kendi arasında tartışıp kararları oylasa...
Geri kalan "yabancılar" ve "köleler" onları seyretse...
Çok mutlu olacaklar. (Malum, yaklaşık 250 bin insanın yaşadığı antik Atina'da sadece 100 bin kişi yurttaş sayılıyor, onların da yarısı oy verme hakkına sahip erkeklerden oluşuyordu.)
Birkaç aydır öyle şeyler yazıp çiziyor, öyle ağlaşıyorlar ki...
Sanırsınız...
Onlar kendi aralarında ne güzel siyasetçilik oynarken... Yabancılar gelip düzeni ele geçirivermiş!
Adamın oturup yazdığına bakın...
Kırklı yaşlarda bir kadın gelip yakasına yapışmış da, Erdoğan'ı kastederek "yine kazanırsa, ülkeyi terk edeceğim, gidip Dedeağaç'a yerleşeceğim" demiş.
Bizimki de atıp tutuyor.
Hayır, diyor, kaçmayacağız, hiçbir yere gitmek yok!
İnadına yaşayacağız, diyor. Mesela inadına sevişeceğiz, diyor.
Hani kölelerin gerçekte "yaşamadığını" sanan; bunun sadece kendisine bahşedildiğine inanan bir antik çağ soylusu olsaydı anlardım.
Oysa şimdi gülünmüyor bile bu saçmalıklara.
Vah vah diyeceğim ama yazıklanmaya da değmiyor.