Raflarda ne çok kitap var! Fakat daha önemlisi şu ki, ne çok kitap tekrar okunmayı bekliyor! Hakiki okur kitap peşinde koşmaz; bir mesele, konu ve yazar peşinde koşar.
***
Yayıncılık bir piyasa etkinliğidir. Trendler, ekoller, reklamlar, imza günleri, indirimler, fuarlar, vd. Bütün bunlar iyidir, hoştur da, okurun karakteriyle bazen pek uyumsuzdur.
Çünkü
hakiki okur münzevidir.
***
Gerçekten farklı olanlara
"yabancı" veya "
potansiyel düşman" gözüyle bakan milyonlarca insan popüler kültür trendlerine uyum göstermeyi "
farklılık" sanıyor. Nasıl böyle derinden ahmaklaştırdılar bizi!
***
Bir kere de kendini iyi hissetme!
Göreceksin, o zaman
"iyi insan" olacaksın!
***
Bedenini zayıflatmak için sabah akşam uğraşanların giderek asıl
ruhlarının sıskalaşması üzerinde durmayacak mıyız? Bu disiplin bitiriyor onları!
***
Erkek
"anlamıyorum" diyor sitem ederek; "
birbirimizi incitmeden uzun uzun konuşmamız imkansız bir şey mi?" Kadın inceden alaylı bir gülümsemeyle cevaplıyor: "
Hayatım, unuttun mu? Biz evleneli çok oldu!"
***
Erkek durmadan konuşuyor. Kadın erkeğe sokulup başını omzuna yaslıyor. Bir süre susuyorlar. Sonra kadın "
söylediklerin fazla mantıklı" diyor. Erkek şaşkın, yerinde doğruluyor: "
İyi ya, problem nerede?" Kadın neredeyse mırıldanıyor: "
İşimiz mantığa kalsaydı, aşkımız olmazdı!"
***
Şehrin yeni inşa edilen semtlerine bakıyorum.
Kuleler, kuleler, bloklar, bloklar... Her sabah bir kuleden çıkıp bir kuleye gitmenin; her akşam bir kuleye dönmenin insan fıtratına uygun olduğuna beni kimse inandıramaz.
***
Artık yaşamımızın merkezinde betondan dökülmüş
"yaşam merkezleri" var. Peki böyle yaşamamızın bir "
anlamı" var mı?
Cevap için zorlamayacağım. Acımasızlık olur.
***
Benim laf gevelememe ne gerek var.
Şuracığa not edeyim işte!
Adorno yazmış, bitirmiş: "
Mutluyum diyen yalan söylüyor.
Ancak mutluydum diyen mutluluğa sadıktır. Bilincin mutlulukla tek ilişkisi şükrandır." (Minima Moralia)