Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Bir numara dönüyor, tamam da...

Bir "numara" dönüyor, kesin!
Ama bunu fark etmemiz, "numara"dan uzak öfke ve talepleri görmemize mani olmalı mı?
Öte yandan şu da vurgulanmalı:
Ortalığı biber gazına boğmak ne kadar kötüyse, Gezi Parkı'yla başlayıp yayılan eylem dalgasını gaza getirmek de o kadar yanlış!
Bence reddedilemeyecek kadar açık iki şey var.
Birincisi...
İlk kez oligarşik sermaye, ana akım medya patronları ve küresel neo-con güçler kendini "anti-otoriter" sayan eylemcileri destekliyor.
Bu hiç hayra alamet değil!
İkincisi...
Gezi Parkının "özgürleştirici ruhu"yla ona destek çıktığını iddia eden diğer eylemler ve eylem alanlarının (hatta biraz ilerisindeki Taksim'in) "eski ruhu" arasında kritik farklar var.

***
Bunları kaydettikten sonra asıl derdimi açayım.
Diyelim ki, tam barış süreci başlamışken, büyük ekonomik projeler yola koyulurken ve bir taraftan da Suriye krizi derinleşirken Türkiye'nin başına bir çorap örülmeye çalışılıyor.
Diyelim ki, Türkiye'ye "çok büyüdün, çok havaya girdin, dünya işlerine fazla karışıyorsun" diye ayar vermeye hazırlanıyorlar.
Ki öyle!
Yine de sokakların nerede patladığına bakmaktan kaçınmak gibi bir lüksümüz olabilir mi?
Neden ilk kıvılcım Taksim meydanı düzenlemesinden parladı? (Düzenleme dediğimiz hep betonlaştırma. Mesela bakınız; Konya Mevlana Meydanı düzenlemesi)
Neden her şey "ağaç"la başladı? Çok sıradan bir tesadüf müydü bu, yoksa üzerinde uzun uzadıya durmamızı gerektiren bir sembol mü?
***
Toplumun artan refah talebi, ekonomik enerjisi ve genç nüfusun ihtiyaçları daha hızlı kalkınmayı gerektiriyor.
Ancak "kalkınmacılık" hiç masum bir gelişme modeli değil!
Yaptığı kadar yıkıyor da...
Topluma kazandırdıklarının rüyası kaybettirdiklerinin acısını örtemiyor
.
Bu yüzden kalkınma fetişizmine yakalanmış iktidarları yeni bir dünya bekliyor.
Eskisi gibi olmayacak; kitleler kalkınma fetişizminin ortaya çıkaracağı çevreci sorunlara, antidemokratik uygulamalara ve en çok da adaletsizliğin büyümesi olgusuna sürekli itiraz edecekler. Kaçınılmaz bir şey!
AKParti'nin üçüncü ve muhtemel gelecek dönemlerinin en büyük sıkıntısı ve diğer iktidarı hedefleyen partilerin başının belası budur.
Olayların derin dinamiğini bir de bu açıdan okumak gerekiyor.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA