Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

25 Mart 2009'da bir helikopter düştü!

Hatırlıyor musunuz?
Dört yıl önceydi. BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının seçim gezisi için bindikleri helikopter düştü. İçindekiler hayatını kaybetti.
Arama ve kurtarma çalışmaları skandal düzeyindeydi. Sabotaj diyenler de çoktu.
Ama devlet kesin bir dille "Bu bir kazadır, elden gelen yapılmıştır" dedi.
Şimdiyse, kuşkular dağ oldu, üzerimize yıkılıyor.
Kendi adıma şunu söyleyebilirim.
Artık kaza olduğuna inanamıyorum. Ve medyada "Yazıcıoğlu kazasına dair şok bulgular" başlıklı yeni haberler de görmek istemiyorum.
Çünkü bu yolla alttan alta "öyle derin yapılar vardır ki, hiçbir iktidar o yapılara uzanamaz" duygusu kışkırtılıyor.
Zamanı gelmiştir. Artık belirsizlik kalkmalı ve olay hukuken kesin bir sonuca bağlanmalıdır.


***
Bir helikopter kazası düşünün ki...
Helikopterin seçilme ve kiralanma süreci bile karmaşık. İlk başta verilen ifadeler 1.5 yıl sonra değiştirilmiş.
Bir helikopter kazası düşünün ki...
Olayda kaybettiğimiz gazeteci İsmail Güneş'in hem de pilotun telefonlarından gelen sinyallerle oluşturulan haritalar arama çalışmalarında kullanılmıyor. Genelkurmay'ın haritalarıyla bölge il jandarma komutanlığının ve TİB'in çıkarttığı koordinatlar arasında dağlar kadar fark var.
Düşüşten sonra hayatta olan ve saat 19.04'e kadar tam 16 kez aranan ve 12 kez telefon görüşmesi yaptığı kesinleşen İsmail Güneş'in otopsi raporunda çenesinin kırık olduğu söyleniyor. Oysa eşi "konuşmasında hiçbir anormallik olmadığını" ve rahmetli Güneş'in böyle bir şeyden söz etmediğini belirtiyor.
Dahası... 600 metre uzakta bulunan ve 19.04'e kadar hayatta olduğu kesinleşen Güneş'i 17.42'de enkazın 300 metre uzağına inen J kodlu arama helikopterinin personeli nasıl olup da göremedi?

***

Bir helikopter kazası düşünün ki...
Muhsin Yazıcıoğlu'nun sim ve hafıza kartları ortada yok!
Bir helikopter kazası düşünün ki...
Uzman Kaza Kırım Ekibi bunun için ABD'de ayrı bir kurs görüyor ama ifadelerinde "biz yeteri kadar donanımlı değiliz, anlamıyoruz" diyor.
Bir helikopter kazası düşünün ki...
Helikopterde bulunması gereken aletler yok. Hiç mi yoklardı, yoksa kaza yerine erken ulaşan "birileri" tarafından sökülüp götürüldü mü?
Bu yazdıklarım kuşku uyandırıcı bulguların sadece yüzde biri...

***

Değerli gazeteci Köksal Akpınar'ın yeni çıkan "Kanlı Çukur: Muhsin Yazıcıoğlu Suikastinin Perde Arkası" adlı kitabını okurken şaşkınlıktan küçük dilinizi yutacaksınız.
Ve insan olarak, elinizde bu kitap, oturduğunuz yerde içinizi büyük bir utanç ve rahatsızlık kaplayacak!
Bana öyle oldu!
Şu çok açık: Yazıcıoğlu ve Dink suikastlerinin üzerindeki perde kalkmadan bir parça da olsa rahatlamak imkânsız!



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA