Ne zaman İzmir hakkında görüşlerim sorulsa, lafın gidişi ister istemez "dost acı söyler" noktasına gelip dayanır.
Birileri de bunu fırsat bilip İzmir'le ve İzmirlilerle aramı açmaya çalışır.
Ama başaramayacaklar!
Sözlerimle bu şehirdeki arkadaşlarımın, komşularımın, sevdiklerimin kalplerini gerçekten kırmışsam, buna üzüldüğüm bilinsin isterim.
Tabii yerel medyada düşüncelerimi saptıranları; hatta giydiğim tişörtle, taktığım bileklikle, oturduğum kafeyle ve yaşam tarzımla uğraşacak seviyeye düşenleri şaşkınlıkla izliyorum.
Yine de dert değil. Ben şimdilik "kötü" olayım, yeter ki, sonunda İzmir "iyi" olsun!
Bilinmeli ki, bir şehir futbol takımı fanatizmiyle sevilemez.
Bir şehri sevmek, onun gerçekleriyle yüzleşebilmekle başlar. Bunu yapamayanlar aslında İzmir'i değil, yalnızca kendilerini seviyorlar.
Merak eden varsa, bir kez daha şu notu düşeyim...
Ege'yi ve İzmir'i hiç hesapsız kitapsız, neredeyse metafizik bir derinlikle sevdim, öyle sevmeyi sürdüreceğim.