Sanki şehrin ortasına yetişkinler için koca bir lunapark kurulmuş!
Öyle rengârenk, o kadar canlı. En önemlisi de alçakgönüllü ve içten neşesi.
Orası neresi mi? Kadıköy çarşısı ve çarşıya açılan sokaklardan söz ediyorum elbette.
İşin gerçeği şu ki, alışveriş merkezleri şık oluyor, ferah oluyor, güvenlikli oluyor, şu oluyor, bu oluyor ama henüz kıpır kıpır neşeli olanını görmedim.
Onu bulmak için Beşiktaş çarşısı, Kadıköy Çarşısı gibi yerlere gitmek gerek.
***
Geçtiğimiz pazartesi... Hani bütün
İstanbul'un köprü tamiratı nedeniyle
trafik şoku yaşadığı ilk günün akşamüstü...
Saatler boyu yoldaydım ama ev yine de çok uzaktaydı.
Baktım, her nasılsa
Kadıköy çarşısının yakınlarındayım ve aylar var ki, uğramamışım.
Bu fırsat kaçmaz, dedim içimden.
Bahariye'de inip çarşıya doğru yürümeye başladım. Ah, şu güzel yaz havası! Sokaklara sandalyeler, masalar atılmış, sohbet keyfi başlamıştı.
Burger zincirleri bile ortama uymuş, kaldırıma açılmış. Hiç de kötü olmamış! Eh, elbette
eski Asmalımescit'in kulaklarını çınlattım.
***
Nereye dönüp baksam, bir tür
prozac etkisi yaptı! Bir
yufkacının vitrininde altı ayrı çeşit yufka gözüme çarptı. Her birinin üzerine hangi şehrin geleneklerine uygun açıldıkları da not edilmiş. Bir
turşucu var ki, midesi alınmış insanları bile baştan çıkartacak çekicilikteydi.
Sonra
sahaflar, kitapçılar, kırtasiyeciler. Her kitaba dokundum, her kalemi alıp bir kâğıt üzerinde çizgisini denedim.
***
Şimdi size bir soru:
Hiç teşrube yediniz mi? Kilisli falan değilseniz, büyük ihtimalle yememiş, hatta adını bile işitmemişsinizdir.
Ben de bilmiyordum. Ama Kadıköy çarşısına gidip de
Çiya'ya uğramamak olmaz!
Servis elemanı Eşref sağ olsun, "
Teşrube tavsiye ederim" deyince, hiç duraksamadan "tamam!" diye cevapladım. Bakır sahanın dibinde azıcık yoğurtlu pide üzerinde et, nohut ve patlıcan. Bir de tabii parmaklarınızı da yiyorsunuz.
***
Korkuyorum! "
Kentsel düzenleme" diye; "
turizme açılma" diye veya
Beyoğlu'nun başına geldiği gibi
büyük sermaye buralara göz koydu diye... İşler değişecek ve...
Kadıköy çarşısının bu canlı atmosferi bozulacak diye korkuyorum.
Şehrin her yeri, her mekânı, her meydanı da
şık olmasın kardeşim!
Burnu büyük, gösterişli ve gösterişçi olmasın!
İnsanı sevsin, hayatı sevdirsin! Yeter!