Cem Özer "Ölsem gözüm açık gitmez." demiş; "Çok şükür en dipten en tepeye beş kişilik bir hayat yaşadım."
Belli ki bu da zenginlikten sayılıyor.
Malum çoğunluk tek bir hayatın içini bile hayalini kurduğu gibi dolduramıyor. Her şey mecburen, mecburiyetten çünkü!
Fakat bazıları da bir hayata dört beş kişinin yaşayacağı kadar çok şey sığdırıyor!
Garaja beş araba koymak gibi bir şey herhalde!
Zaten kendisiyle röportaj yapan Birsen Altuntaş'a neyi kastettiğini şöyle açıklamış Özer: "Ünlü ve güzel kadınlar, arabalar, tekneler, seyahatler, ödüller, alkışlar, aşklar, sevgi, çocuklar... Daha ne isterim ki hayattan!"
***
İnsan garip bir varlık!
Cem Özer'e o "
en dip" dediği...
Birkaç ay önce onu göklere çıkartanların yüzüne bakmadığı, en parlak aşklarının hızla çirkin bir mutsuzluğa dönüştüğü dönemlerinde yani...
Biri gelip ona mikrofon tutsa ve "N
e ilginç şeyler yaşıyorsunuz; sanırım gözünüz açık gitmezsiniz!" deseydi...
Ne yapardı?
Adım gibi eminim ki...
Öfkelenir ve "G
it işine be!" diye bağırırdı.
Buna benzer olaylar yaşamadığı da söylenemez.
***
İnsan yaşını başını aldıkça...
Kendi hayatına da biraz
dışarıdan, biraz "
mesafeyle" bakmaya başlıyor.
Ama bunu
olgunluk sanıyorsanız, yanılırsınız.
Tersine, bu bakış çoğu zaman bizi
çocuksu bir masalcılığa itiyor.
Mesela
çok problemli, çok sıkıntılı, çok olaylı, çok zikzaklı bir gidişi...
Anlatırken
çok renkli ve çok heyecan verici bir şeymiş gibi
hikâye etmeye başlıyoruz.
Sadece Cem değil, hepimiz yapıyoruz bunu.
Özellikle de erkekler. O yaşların erkekleri...
Cem'in söylediklerine bakıyorum da, hani aklıma gelmiyor değil...
Şimdi hırt bir delikanlı çıkıp, "A
ğabeyciğim, hayat da kadınlar gibidir" deyip ekleyiverse;
"Çok kadın, hiç kadın; çok hayat hiç hayat demektir!"
Nasıl karşılık verir
Cem? Buruk bir gülümsemeyle susmayı tercih etmez mi!
***
İşin doğrusu, ister han, hamam, apartman, isterse beş kişilik hayat olsun,
sadece biriktirdiklerine bakarak hayat muhasebesi yapıp da gözü açık gitmeyeni görmedim!
Mesele bir "
boşluğu" doldurmaksa...
Çokluk aldatıcıdır.
Nicelik yok hükmündedir o konuda; nitelik gerekir.
Çünkü yaşamak...
Tecrübeleri biriktirdikçe...
İçine tıkıştırdıkça...
Yan yana, üst üste dizdikçe dolan bir şey değil!
O yüzden işte
Nietzsche hayatına dair konuşurken "B
en yokluktan değil, hep çokluktan çekmişimdir" demişti.