Daha çok para lazım!" dedi. Bunu söyleyen mali bakımdan sıkıntıda ve epeydir depresif günler geçiren bir arkadaşımdı.
Bir an neyi kastettiğini tam anlayamadım.
"Ne için yahu?" diye sordum.
"Hani son zamanlarda sık sık yazıp duruyorsun ya" dedi; "zamanı gelmişse hayat tarzımızı kökten yenilemeliyiz diye, onun için bile para lazım!"
Başkası olsa, bu sözlere bıyık altından gülümserdim ama onun ve ailesinin çektiği sıkıntıları az çok biliyordum.
Önce sustum.
Sonra sordum: "Sıkı bir tasarruf sürecine girmeyi hiç düşündün mü?"
Galiba tam anlamadı beni. "Ne ilgisi var?" der gibi baktı...
Elbet depresif ruh hali geçince her şeyin düzeleceğini söyledi.
Ben de konuyu değiştirmeyi tercih ettim.
***
Eh, arkadaşım da tipik günümüz insanı!
Yaşantısını niteliğin değil
niceliğin hazları üzerine inşa ettiği için daha az para harcamayı
yoksulluk sanıyor.
Popüler kültür içine işlemiş hepimiz gibi! Çevresindeki nesneleri bir parça
eksiltirse kendisinin de
"eksileceği"ne inanıyor.
Bu kötü gidişi durdurmak için kaderden bir
"piyango" bekliyor.
Oysa bir bilse...
Basit çaplı bir tasarruf çabası bile çoğu zaman köklü değişim için atılacak en sağlam adım olabilir.
Diyeceksiniz ki...
Lafı kolay, yapması zor! Doğru!
Ama nihayetinde yürümeyen ve
böyle yürüyeceği ihtimali de kalmayan hayatlarımızı değiştirmekten konuşuyoruz.
Kim demiş, bu iş kolaydır; tereyağından kıl çeker gibi gerçekleşir diye!
***
Hani bazı evlerin kitaplıkları vardır.
Doğru düzgün bir kez bile dinlenmemiş albümler ve kapağı açılmamış kitaplarla doludurlar.
Modern insanın yaşantısı da o kitaplıklar gibi işte!
Üst üste, yan yana...
Her şey
birikip duruyor ya, kimseye faydası yok!
Neyse işte!
Niyetim büyük laflar etmek değil.
Zaten
düşüncemi dizginleyen, dilimi bağlayan entelektüel formasyonumu bir kenara fırlatıp öyle yazıyorum bunları!
Peki niye yazıyorum?
Çünkü biz bu sıkıntıları yaşarken...
Nevzuhur
"yaşam koçları"nın ve geleneksel yöntemlere bağlı psikoterapistlerin bütün o şaşaalı laflarının arkasında hep şu mesaj saklanıyor:
"Hele sen önce ruh halini bir toparla!"
Hayır! Avuntu bu, aldatma hatta!
Ne halde olursak olalım, bir gayret kalkıp
etrafı toparlamazsak ve eğer zamanı gelmişse,
"heybe"mizi toplayıp
"yol"a düşmezsek...
Ne ruh halimiz değişecek, ne de hayatımız!