Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Siyaset iyi ve "doğru" bir şeydir!

Birçoğunuz benimle aynı şeyleri yaşamıştır, eminim.
Yani henüz çocukken...
Siyaset denilen şeyden belli belirsiz biçimde haberdar olduğumuz bir çağda... "Siyasetçi"nin başımıza gelen bütün kötülüklerin yaratıcısı ya da beceriksiz bir yardakçısı olduğu fikri zihnimize yerleşir.
Değer verdiğimiz aile büyüğümüz siyasetçiyle dalga geçer! Babamız siyasetin insanı doğruluktan ayırdığından kuşkulanır ve bu kuşku bizi de derinden etkiler.
Sınıfta yaptığınız her ukalalığa sert tepki gösteren öğretmeniniz, siz bir siyasetçiyi yalan yanlış eleştirdiğinizde kocaman bir "aferin" çeker, başınızı okşar ve "ilerde büyük adam olacağınızı" müjdeler.
Böyle böyle zihnimizin derinliklerinde toplumu "siyaset yapanlar" ve "siyaset yapmayanlar" diye ikiye ayırmaya başlarız.

***

Sonuç ne peki?
Siyasete bulaşmayanların iyi bir şey yaptıklarını sanma yanılgısı ve siyaset yapanların düzenbaz olarak karikatürleştirilmesi...
Ama bilelim ki..
Bu karikatürün kaynağı hiç masum değildir.
O kaynak demokrasi kisvesi altında iki binli yıllara kadar Türkiye'yi yöneten oligarşidir!
Anlayacağınız, toplumun siyasetçiden soğutulması derin bir toplum mühendisliği operasyonunun ideolojik yüzüdür.
Düşünsenize...
Bilinçdışına siyasetçi hakkında "köktenci" kuşkular yerleştirilmiş bir toplumu darbelere ikna etmek ne kolaydır!
Ancak böyle bir toplum yıllar boyu on beş aile ve onlarla iş tutanların elinde oyuncak yapılabilirdi ve nitekim öyle olmuştur!
***

Bunları neden yazıyorum? Şundan...
O dönem şükür ki, bitti!
Ama toplumsal bilinçdışımızdaki "siyasetçi karikatürü" hâlâ canlı!
En ufak bir krizde toplumun bir kesimi kendini hemen siyasetçilerden ayırıyor! Hemen "bunlar böyledir zaten" havası yayılıyor.
Özellikle facebook ve twitter gibi sosyal âlemlerde dikkatimi çekiyor...
İnsanlar kendi hayatlarındaki beceriksizliklerinin, itilmiş kakılmışlıklarının, kriz çözmekteki başarısızlıklarının acısını siyasetçileri aşağılayarak, hatta onlardan tiksinerek çıkartmaya çalışıyorlar.
Bana sorarsanız...
Bu "Eski Türkiye"ye özgü zihin tembelliklerine bir son vermek gerekiyor!
Dahası... Siyaseti ve siyasetçiyi eleştirmenin en doğru yolunun açıkça siyaset yapmaktan geçtiğini anlamalıyız!
Bir de şu "siyaset insanı bozar" inancı var. İnsan olanı neden bozsun!
Ha!.. Ama iktidar bozar mı, diye soracak olursanız, haklısınız! Onu ayrıca ve derinliğine konuşmamız gerek!

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA