Milli Takım'ın başında Hiddink'le Zagreb'e gitmesi büyük bir talihsizliktir. Hollandalı teknik adamın maçtan sonra televizyon kameralarının karşısına çıkıp neler söylediğini hatırlıyor musunuz?
Grupta Almanya'nın arkasında ikinci olmamızı yeterli başarı saymalıymışız; zaten Hırvatistan bizden kalite olarak çok yukarıdaymış...
"Zeki" olmalı ve sonucu "gerçekçi" biçimde karşılamalıymışız...
Bu bakışa sahip birinin ikinci maçta ne işi olabilir?
Keşke M. A. Aydınlar hiç beklemeden bir yolunu bulup Hiddink'i o gece görevden alabilseydi!
Yapmalıydı bunu!
Gerçek şu ki...
Ben Milli Takım futbolcusu olsam, kendi takımına bu kadar "yukarıdan" bakan (o bunu gerçekçilik sanıyor), bu kadar kibirli bir hocayla maça çıkmak istemezdim.
***
Elbette Milli Takım'ın feci durumunun tek sorumlusu
Hiddink değil.
Sonra tartışacağımız çok şey var.
Bir kere,
2010 başarısızlığımızı görmezden gelmemizin bu noktaya gelişimizde büyük payı var.
Onu da geçtim...
Çalışma modelini, hayat tarzını ve karakterini iyi analiz etmeden Hiddink ile çok zor şartlar içeren bir sözleşme yapanlar da suçludur.
Bazı yorumcu arkadaşlar "
Hiddink eski Hiddink değil, bize en ruhsuz dönemi çattı" diyorlar. Yanlış!
Biz tek tek nelerden şikayet ediyorsak
Ruslar da aynı şeylerden yakınmışlardı.
En başarılı olduğu dönemlerde de Hiddink'in karakteri buydu.
Önemli olan bu karakterinin bizim özelliklerimizle
uyumlu olup olmadığıydı.
***
Hiddink Türkiye'ye ve Milli Takım'a karşı soğuktu.
Süper Lig'i hep küçümsedi.
Milli Takım maçlarını
bir bilgisayar oyunu gibi değerlendirdiğinden kuşkulanıyorum.
Üstelik her başarısız sonuçtan sonra "
taktik disiplinsizlikten" dem vurdu.
Biliriz, bu pek ucuz bir
kaçış yoludur!
"
Benim taktiğim iyiydi ama uygulayamadılar!" demenin havalı fakat
çapsız ifadesidir.
Kim yutar bunu!
***
Hiddink soğuk da, Aydınlar sıcak mı?
Hiddink uzak da, Aydınlar "yakın" mı?
Duyduğumda inanmamıştım ama
Şansal Büyüka'nın yazısını okuyunca inanmak zorunda kaldım. Hiddink maçtan altı gün önce İstanbul'a geliyor, Federasyon Başkanı da maç günü...
Oysa en hayati maçımızdı.
Federasyonun, Milli Takım teknik ekibinin ve futbolcuların bu maça sımsıcak bir ortamda ve dayanışma içinde hazırlanmaları gerekmez miydi?