Cumhurbaşkanı Gül, Birleşmiş Milletler'in Mavi Marmara Raporu için "bizim için yok hükmündedir" dedi.
Raporun sonuçları keskin olacak. Bu süreç başladı bile. Türkiye-İsrail ilişkilerinin daha da sertleşmesi uzun uzun tartışılacaktır.
O ayrı konu.
Ama diyorum ki...
Bir siyasal vizyon geliştirmek açısından...
Artık BM'nin "hükmü"nün sorgulanma vakti de gelmiştir.
***
İnsanlığın üçte ikisi
küresel şamaroğlanı haline getirildi.
BM'nin ise, güçlü ve zalim ülkeleri bir yana bıraktım,
küresel şirketlere bile sözü geçmiyor.
Şimdi bana
BM'nin sevaplarını saymaya kalkmayın. Var elbette!
Ama
açlıkta da, kıtlıkta da, katliama çare bulmakta da, savaşa müdahalede de hep geç kaldı.
Ve bütün
iyi işlerini güçlüler "
müsaade" ettikten sonra gerçekleştirdi.
Yalan mı?
***
BM'nin alabildiğine
sinik ve silik Mavi Marmara Raporu'nun
satır aralarını okuduğunuzda kafanız ister istemez bazı noktalara takılıyor.
Mesela İsrail'in Mavi Marmara'ya müdahalesinin eleştirilen tek yanının sadece silah kullanımında
"aşırılık" olarak tanımlanması ama buna da askerlere
"kötü davranılması" gibi mazeretler uydurulmasına...
BM'nin insan öldürülmesinde böyle bir
"aşırılık" kriteri mi var?
Bir silahsız protesto eylemine ağır silahlarla müdahale etmek
suç sayılmıyor da...
Sadece adli tıp raporunda protestocuların birkaç kez ve sırtlarından ya da yakından vurulmuş olduğunun ortaya çıkması mı
yanlış sayılıyor? Pes doğrusu!
***
Bir de İsrail'in
Gazze ablukasının
"meşruluğunun" rapor boyunca sürekli tekrarlanması var.
Devletlerin kendi açılarından elbette böyle bir meşruiyet vardır. Her devlet bu
meşruiyeti gerekirse yoktan var eder. Uluslararası hukuk da bazı durumlarda buna izin verir.
Ama bir dakika, bir dakika!..
Açlık ve sefalet üreten bir abluka BM için de
"meşru" olmamalı! Hiçbir BM eylemi, hiçbir BM raporu bu anlama gelmemeli.
Birleşmiş Milletler ne için var?
Devletlerin eylemlerinin meşruiyetini savunmak için mi, yoksa insanlığı savunmak için mi?
***
BM, dünya barışı ve güvenliğini korumak ve kültürel, toplumsal, ekonomik alanlarda uluslararası işbirliğini sağlamak amacıyla kurulmuş bir örgüt.
Peki 1945'ten bu yana baktığımızda ne görüyoruz?
Birleşmiş Milletler...
Dünyanın değil, güçlü Kuzey ülkeleri ve onların müttefiklerinin barış içinde yaşamasını sağlayabilmiş.
Ekonomik ve kültürel işbirliğini merkezçevre ayrımı üzerine inşa etmiş...
Küresel politikaların bazı coğrafyaların insanlarını açlık ve kıtlığa mahkûm edişine uzun süre
seyirci kalmış...
***
Şimdi dünya değişiyorsa...
Barış ve refahın yaygınlaşması için; doğanın kurtarılması için dünya değişmeye mecbursa...
BM de değişmeli!
Gerekirse yıkılıp yeniden kurulmalı!