"Bilmediğim o kadar çok şey var ki, Somali eksik kalsa olmaz mı?" diye sordu arkadaşım.
O sırada cep telefonundan mesaj gönderip açlara yardım parası aktarmaktaydı. "Gönder" tuşuna bastığında yüzünü tatlı bir ferahlığın ışığı aydınlatmıştı.
Sonra ben Somali'den söz etmeye başlayınca yüzü tekrar karardı.
Üstelik de, sanki açlara üzülmek mubah açları düşünmek harammış gibi bir hal takınmıştı.
***
Öyle ya...
Eğer işini gücünü veya hobisini doğrudan ilgilendirmiyorsa
bilgi edinmek ve gerçekleri sorgulamak çabası günümüz insanına
yük gibi geliyor!
Üstelik herkesin öyle ezberleri var ki, kimse o ezberler bozulsun istemiyor.
Asıl
konfor bağımlılığı tam da bu noktada! Hiç kimse
kafa konforunun bozulmasını istemiyor.
Oysa biliyoruz,
gerçek rahatsız edicidir.
***
Çoğumuz
Somali'den laf açıldığında...
Sınır kapılarımıza dayanan
kara mültecilere hem acıyıp hem tiksinen
"Beyaz Türk"lere benziyoruz.
Acıyalım, yardım edelim ama çarçabuk unutalım istiyoruz alttan alta.
Biraz bilgilensek diyorum ya, atla deve değil...
İnternetteki az çok güvenilir kaynaklardan
Somali'nin yakın siyasi tarihine bakmak bile bize çok şey öğretebilir.
Geçenlerde bir duayen yazarımızda rastladım...
Somali'de açlık patlak verince insanlar için
"ötekileştirme"nin, kamplaşmanın anlamının kalmadığını ve bizim bundan
ibret almamız gerektiğini söylüyordu.
Ezbere saçmalıktı bu! Çok yanlıştı!
Çünkü yazarımız biraz araştırsa görecekti ki...
Somalililer bir yandan yiyecek bulamıyor; bir yandan da birbirini yemeye devam ediyor. Neredeyse her şehir ayrı bir silahlı siyasi örgütün elinde...
***
Bir okurum da dünkü yazıma facebook'ta şöyle bir yorum yapmış:
"Tek yapabileceğim birkaç kez sms atmak ve arkadaşlarımı da bunun için hareketlendirmek!"
Okurumun temiz kalbini ve yardım çabasını büyük takdirle karşılıyorum ama..
Neden
"tek yapabileceğimiz" sms atmaktan ibaret olsun?
"Gidelim Somali'de devrim yapalım" demiyorum.
Azıcık durup düşünelim,
biraz öğrenelim, diyorum.
Şimdi zihnimizin bir köşesine kaydedilmiş basit bir bilgi gibi görünen şeyler gün gelir bizi
"taraf" kılar.
Vicdanımızı canlı tutan sadece duygular değil, bilgiye dayalı sorgulamalardır!