Ekranlar tartışma programlarıyla doldu. Bu gidişten vazgeçilecek gibi de görünmüyor. Maksat kavga gürültüden ekmek yemekse, tamamdır, maksat hasıl olmuştur! Ama ekran tartışmalarından sahiden yarar bekleyenler varsa, onlara şunu demek isterim:
Böyle bağıra çağıra ve tarafların mutlak zıtlığı üzerine kurulmuş tartışmalarda meseleler ele alınmaz, elden düşürülür.
***
Hz.İsa'nın sözüdür: "İnsanı ağzından girenler değil, ağzından çıkanlar kirletir." Hiç kuşkunuz olmasın ki, yeni tip tv tartışmalarındaki kir ekrandan dışarı taşıp izleyiciyi de kirletiyor.
***
Birini sevmek, ana dilini bırakıp yabancı
bir dil konuşmayı andırır, sevgilinin
"dil" ini...
***
Sevgilinin "dil" ini konuşmaya çalışmak zordur. Dışardan bakanların gözünde aşıkları antipatik kılan şeylerden biri budur. Kırık dökük cümleler, garip sesler birbirini izler.
***
İlişkilerin de bir karakteri vardır. Üstelik asıl belirleyici olan bizim karakterimiz değil, ilişkimizin karakteridir. Bazen çok güçlü karakterlere sahip iki kişinin ilişkisi öylesine
"zayıf karakterli"dir ki, şaşırırsınız!
***
"Hayatımın kadını" diyor.
Bunu söylerken alnı terliyor.
Heyecan içinde... Yıllardır tanıyorum onu. "Hangi hayatının?" diye sormak geliyor içimden, sonra vazgeçiyorum bu münasebetsizlikten. Fakat soru varlığını sürdürüyor:
Çünkü o kadar farklı "hayat" ları bir arada yaşıyor ki, acaba bu sevdiği hangi hayatının kadını?..
***
Aşk, ne proje bilir ne de geleceği görmeyi!
Tam da bu yüzden aşk, eylem halinde duadır.
***
Bedeni beğeniriz, bedeni isteriz. Hatta bedeni ele geçirmek isteriz. Ama inceliklerin filozofu Levinas'ın dediği gibi,
"sevmek, yüzü sevmektir."
***
Çimenlerin üzerinde ayakları ahşap oturma yeri hasır minicik bir tabure. Yalın uyum. Sanki yeryüzü var olduğundan beri orada duruyormuş gibi.
***
Ütopyam: Küçük bir avluda geçirilecek bitmez tükenmez bir yaz ikindisi.
***
Tebdili mekanda ferahlık vardır denir ya, bu sözün doğruluğunu yaşayarak sınamış, bilmişimdir. Ama ara sıra kedilerimize de kulak vermeliyiz.
Onlar değil mekân değiştirmek, bir koltuğunun yerinin oynatılmasına bile müthiş bozulurlar. Hiçbir değişiklik,
"iyi"yi değiştirmeyi mazur gösteremez.