Hayat güzel ama biz berbatız.
O yüzden işte...
"Ayakta kalmak" elini kolunu sallayarak dolaşmak anlamına gelmiyor her zaman. "Ayakta kalmak" için direnmek gerekiyor.
Düşene tekme atan çok, kaldıransa neredeyse yok!
Dayanışma zayıf, dostluğun gülleri fena yaralıyor, gelenekler içi boş sloganlara dönüşmüş.
Eh, böyle bir ortamda ne olabilirse, o oluyor ve bütün popüler kültür borazanları insanlara "kendine sahip çık, kendine güven, kendini sev" deyip duruyor.
Bu "kendi" denilen şey de günlük yaşamda havalı bir söyleyişle "ego" olup çıktı sonuçta!
Bakıyorum...
Öyle çılgınca, öyle tutkuyla seviyorlar ki egolarını, başkalarına yer kalmıyor!
***
Farkındasınızdır...
Son zamanlarda iki lafın arasına
"egom yüksektir" lafını sıkıştıranlar çoğaldı!
Basbayağı
şişiniyorlar bunu söylerken.
Bir marifetten; pek üstün bir özellikten söz eder gibi bir halleri var.
Gözlerine bakıyorum!
Kendileriyle dalga geçmenin emaresi okunmuyor.
Çocuksu ve sevimli bir özeleştiri olarak söyleseler bunu, o da hoş olur!
Ama nerede!
Öyle ciddiler ki!
Facebook profiline
"öyleyim, şöyleyim bir de egosu pek şişkinim" yazanlar var bile var!
Nereden nereye geldik?
Bir zamanlar
"ego"yu hırpalamak modaydı!
Yarım yamalak öğrenilmiş sufi kültüründen apartma bir anlayışla egolarını "öldürmeye" çalışıp perişan olanlar vardı! (Ah! Keşke o kadar basit olsaydı bu işler!)
***
Bu
"egom yüksektir, egomu kimse sarsamaz" deyip duranların asıl derdi şu mesajları vermek...
"Kendimi beğenirim; beğenilmemi beğenirim. İstediğim mutlaka gerçekleşsin, her şey benim çevremde dönsün isterim. Kimseyi de dinlemem."
Hey Yarabbim!
MFÖ'nün şarkısındaki gibi,
"sen neymişsin be abi" demek geliyor her defasında insanın içinden ama...
Hani
"şunun şurasında kaç kişiyiz" diyeceğimiz ortamlarda yaşıyoruz.
En güzel ritmi sen bulsan, en güzel şarkıyı sen yazsan, haydi neyse! Ama o da yok!
Peki bu afra tafra neyin nesi?
Söyleyin bana...
Bu işlerin
özü ve doğrusu şu değil miydi?
Sende övülecek bir şey varsa, överler.
Sevilecek bir şey varsa, severler.
İyiysen, iyi; gerçekten dürüstsen, dürüst derler.
Değerin bilinsin istiyorsan, eninde sonunda bilirler.