Batı'nın Libya'ya askeri müdahalesi sadece kanlı canlı ve bombalı, yani gayet somut bir müdahale olmakla kalmıyor.
Batı, bir kez daha...
Zihinlerimize de müdahale ediyor!
Doğrusu, bu müdahale de yıkıcı!
Bu müdahale de öldürücü!
Sonuçta...
Libya semalarında boy gösteren her Fransız ve Amerikan uçağı zihnimizdeki "komplocu"yu uyandırırken, halkların özgürlüğünden yana, demokrasiden yana içimizde birikmiş sevinçleri uykuya yatırıyor.
***
Geçen gün
NTV Radyo'nun
"Halkın Sesi" programını dinledim.
Öğretmeni, öğrencisi, emeklisi, esnafı...
Radyoya telefon açıp
"Libya'ya müdahale" konusunda düşüncelerini söylediler.
Gördüm ki...
Şubatta başlayan
Arap İsyanı'na duyulan sempati sanki olduğu gibi buzdolabına kaldırılmış!
Herkes
"petrol kokan komplo" tezini güçlendirecek ne varsa hafızasında, onları bir bir hatırladı.. Bush'un Dışişleri Bakanı
Condoleeza Rice'ın
"pek yakında Ortadoğu'da devletler ve haritalar değişecek" dediği noktasına kadar geldi iş!
Onlarca yıllık
Arap diktatörlüklerine ve oligarşik zorbalıklara karşı başkaldırı bir anda
"zaten Amerikalılar söylemişti" ye indirgeniverdi.
Eh, bunun bir adım ötesi de
"zaten Amerikalılar planlamıştı"ydı!
***
Gerçekten de bir
komplo var ortada!
Kahire'de, Tunus'ta, Bingazi'de, Bahreyn'de tutuşan isyan ateşini komplo olarak algılamamızı isteyen ve bunun için topunu tüfeğini kullanmaktan çekinmeyen
Batı komplosu var!
Ama bizler...
Olaylara hiç değilse biraz uzaktan bakabilme şansına sahip olanlar...
Bu komplonun tuzağına düşmemeyi becermeliyiz.
Libya halkının üzerine bomba yağdırılmasına sonuna kadar karşı çıkalım ama şunu da bilelim...
Arap halklarının bürokrasi firavununa karşı samimi başkaldırısını komploların bir parçası saymak...
Ne
antiemperyalizmdir ne de siyasal zekâ!
Dünyanın geleceğini karartacak kadar büyük bir haksızlıktır!