Babam benim... Hayat savaşçısı... Mağlupların ayakta dimdik kalabileceklerini senden öğrendim. Hayal kırıklıklarına göğüs gerip insanlara güvenimizi sürdürmeyi de... Ama öğrenmek başka, öğrendiklerini uygulayabilmek başka! Ben kazanırken bile yere serilenlerdenim ve belki kırılır korkusuyla hayal bile kurmaz oldum! Aramızdaki en büyük fark bu!
***
Oscar Wilde'ın sözleri çarpıcıdır: "Tüm kadınlar sonunda annelerine benzerler, bu onların dramıdır. Erkekler için böyle bir durum asla söz konusu olamaz, bu da onların dramıdır." Ama yanılır Oscar Wilde! Çünkü olgunluk çağına varmış çoğu erkek bir gün şaşkınlıkla fark eder ki, fena halde babasına benzemeye başlamıştır!
***
Bazı erkekler akıllarını, bazı erkekler akılsızlıklarını babalarından alırlar.
***
Babamıza baktığımızda, "onu" değil, daha çok sarsılmaz otoritesini görürüz! Evi koruyan ve kollayan güç olarak; korkunun ve güvenin kaynağı olarak ve bazen de yokluğu derin sızı bırakan bir sevgili gibi algılarız babamızı! Fakat çok zaman sonra aklımız başımıza gelir! Tam da geriye dönüp her şeyi baştan yaşama imkânı kalmadığında... Oğuz Atay'ın "Babama Mektup"taki hüznüyle sesleniriz: "Bir iki yıl daha yaşasaydın ya da dünyaya dönebilseydin her şey başka türlü olurdu sanki... Seni sen olarak yaşamak istiyorum babacığım."
***
Kahvaltıda simit... Bunu bir işaret saydım. Demek ki, günüm güzel geçecek!
***
Modern birey gerçekte nasıl birisi? Pascal Bruckner şöyle tanımlıyor: Hep ağlayıp sızlanan kundak çocuğu!
***
Orta sınıf hâlâ var! Ama ekonomik ve sosyal bir kategori olmaktan çok kültürel bir "varlık" artık! Yani canı isterse, herkes "orta sınıf üyesi" olabiliyor!
***
Bir çay bahçesi... Oğlanlar saatlerdir tavla oynuyor, süslenip püslenmiş kız arkadaşları yanlarında oturmuş onları seyrediyor. Ara ara kızlara zar attırıyorlar! Oğlanlar da kızlar da sanki gelecekteki evliliklerine alıştırma yapar gibiler. Öyle ya, oyunu kurallarına göre oynamak ve taşları oradan oraya taşımak erkeğin işi... Sıkıldığını belli etmeden sıkılmak ve gerektiğinde fal tutmak kadının...
***
Oğlanlar kızlardan daha çok aynalara bakıyorlar artık. Kızlarsa öteki kızlara bakıyor. Birbirlerinin gözlerindeki ifadeyi ayna olarak kullanıyorlar.
***
Yeni popüler şarkılara bakıyorum da... Kadın şarkıcılar eski sevgiliye "laf sokma"nın tadını çıkartıyor; erkekler ise o "yalan beraberliğe" nasıl olup da kandıklarına öfkeleniyor. Bir zamanlar "ayrılık acısı" diye bir şey vardı! Ne oldu ona?