Geçen gün gazeteler ve internet siteleri flaş haber olarak veriyordu...
Türkiye'de internet üzerindeki "tanışma ve ilişki" sitelerinin aktif kayıtlı üye sayısı 2.5 milyona ulaşmış. Yani bu kadar insan online flört ediyor!
Aslına bakarsanız, sevgili veya eş bulmak için kurulmuş ünlü sitelerden birinin Türkiye'deki üye sayısı 13 milyon. Demek ki, bu hevese yakalanmış ama henüz "topa girmemiş" insan sayısı çok daha fazla.
İnternetin sosyolojik tablosundaki gelişme bundan ibaret değil elbette..
Mesela internetten alışveriş yapanların sayısının her yıl katlanarak büyümesi ilginç. Online ticaretin mali boyutunun 2009'da büyük sıçrama yaparak 10 milyar lirayı aştığı tahmin ediliyor.
Eh, çoktandır biliyoruz ki, gazetelerin internetteki sitelerine gün içinde giriş yapan kişi sayısı onların kâğıt halini satın alıp okuyanlardan çok daha fazla.
Peki tamam da...
İnsanımız hayatını internetle böylesine güçlü biçimde "birleştirirken" onu anlamaya ve ona laf anlatmaya çalışan köşe yazarlarımızın durumu nedir, dersiniz...
Çoğu interneti hâlâ sevemedi gitti.
Bir yandan yazıları için bolca google'lıyorlar ama internet üzerine düşünmekten bucak bucak kaçıyorlar.
"Lanet olsun Facebook'a, Twitter'a! Ben hayatıma bakarım!" diyenleri var. İnternet hayat değilmiş gibi! Bir de hâlâ interneti öcü sananları var.
Garip bir durum, değil mi?