Ağca'nın tahliyesi medya için kritik dönemeçtir.
İş "Bu katili kahraman olarak göstermem" demekle bitmiyor.
Şimdi durup "İpekçi cinayetinin üzerindeki otuz yıllık karanlık ve kafa karışıklığında bizim, yani medyanın payı nedir?" diye düşünmeye, yazmaya, haber yapmaya başlamamız gerek.
30 yıldır sızlanmaktan başka bir şey yapmıyoruz.
Ne zaman konu İpekçi cinayetinden açılsa, ne zaman laf Ağca'ya ve onun garip bağlantılarına gelse... "Şeriat tehdidi"ne karşı derhal "çağdaşlığın yılmaz savaşçıları" kesilen; Kürt sorunu baş ağrıtmaya başladığında gazeteci nesnelliğini bir yana bırakıp heyecanla ırkçı sloganlar atan gazete yöneticileri ve yazarlar konu siyasi cinayetlere gelince sadece "ah vah" ediyorlar.
***
İpekçi cinayetinin arka yüzüyle
bugün tıkanıp kaldığımız noktalar arasında çok ciddi bağlantılar var.
Zamanın İçişleri Bakanı'na dahi "
bilgi edinmemizi engellemek için her şeyi yaptılar" dedirten güçler kimlerdi?
Türkeş'in "
bu bir devlet operasyonuydu" demesi yabana atılabilir mi?
Avrupa Ülkücü Türk Federasyonları Başkanı Musa Serdar Çelebi "elbet bir gün namuslu bir istihbaratçı çıkar 12 Eylül'ü azmettirenleri açıklar" derken
hangi kurumları kastetmişti?
Bu soruların kapağını tekrar açmak zorundayız.
Merak ediyorum...
Şu sıralarda "
sivil dikta geliyor" şamatası yapanlar Ağca'nın tahliye görüntülerini izlerken samimi olarak ne düşündüler?
Dürüstçe "yahu biz çok yanlış sularda at oynatıyoruz" diyebildiler mi kendilerine?
***
Hürriyet'e yirmi yıl hükmeden
Ertuğrul Özkök daha geçenlerde "bir devrim yapmak için Babıali'ye geldim. Yeni insanlar bulmak, gazeteciliğin rol modelleri üzerindeki
Abdi İpekçi-Uğur Mumcu tekelini kırmak istiyordum" diye yazmıştı.
Şimdi o koca yirmi yıla bakıyorum da...
Özkök'ün bu tavrı
İpekçi cinayetini ve benzerlerini aydınlatmayı amaçlayan gazetecilik aşkını da kırmış, yerle bir etmiş!
Tamam! Abdi İpekçi gazeteciliği elbette gün gelecek, eskiyecekti!
Ama Abdi İpekçi cinayeti üzerindeki
karanlık eskimiyor!
Üç yıl önce Hrant'ı vuran da o
karanlıktı!
Sahi... zaten...
Hrant Dink hakkında hukuksal gerekçesi olmayan davalar açılmasına çanak tutan, onu "hain" gibi gösteren manşetler atmakta bir yanlış görmeyen de
Hürriyet değil miydi?