Modern insan mutluluğu arayacağım diye perişan oluyor.
Buluyor mu? Bir parça keçiboynuzu tadı, o kadar!
İyi de, gerçekte aradığı ne?
Geçenlerde havadan sudan laflıyoruz. Hayatını boşanma davalarıyla kazanan avukat arkadaşım "Vallahi çok mutluyum ama artık başka dalda uzmanlaşıp güçlü ve çok başarılı olmak istiyorum" dedi. Öteki arkadaşım da "madem güçlü ve başarılı hissetmiyorsun kendini, nasıl oluyor da mutlu oluyorsun?" diye sormaz mı ona?
Koptum o an sohbetten!
İçimden, "hah!" dedim "bizimkiler de zokayı yutmuşlar! Aramasalar, hiç değilse huzurlu olacaklar belki de!"
Ama imkânsız!
Modern insan bu arayışa kilitlendi bir kere!
Tatminin, başarının, haz anlarının, paranın, aşkın... Hepsinin üzerine mutluluk kılıfı geçirildi.
***
Tam da bunları düşünerek masama bırakılan kitap paketini açmıştım ki...
Baktım, Elvan'ın yeni kitabı da var aralarında.
Elvan... Hani bizim Günaydın'da "Açık düşünce" başlığı altında yazan Elvan Demirkan.
Kitabının adı şöyle: "Hayalden Gerçeğe Mutluluk."
Elvan Washington DC'de yaşıyor. Yoga öğretmeni. "Hayatla Mücadeleden Yaşamaya Geçiş" ve "Erken Akıllan, Geç Yaşlan" adlı kitapları var.
Yazları Alaçatı'da karşılaşır, sohbet ederiz. Ortalarda boy gösteren gösteriş budalası "yogacı"larla hiçbir ortak yanı yoktur.
Derindir ama aynı zamanda sokaktaki hayatla içli dışlıdır.
Yeni kitabını hızla okudum ve sordum Elvan'a...
Hep mutluluktan söz ediyoruz. Peki huzur nerede? Bunlar yan yana gelebiliyorlar mı?
İşte Elvan Demirkan'ın cevabı...
***
"Mutluluktan anladığımız bir takım koşulların yerine gelmesi ve istediklerimize sahip olmaksa huzurla yan yana gelmesi imkânsız.
Bir yanılgı içindeyiz. Mutluluğu koşullara bağlama yanılgısı...
Yani istediklerimiz gercekleştiği sürece mutluyuz. Böylece bir süre kendimizi iyi hissediyoruz. Hayatımızdaki anlam eksikliğini kapatır gibi oluyoruz. Ama gün geliyor, başlangıçta çok istediğin bir ilişkiden kopabiliyorsun; kazandığın ilk para ile aldığın ev bir süre sonra küçük geliyor, satın aldıkların seni tatmin etmez olduğunda yenilerini istiyorsun!
Oysa insan kayıplar yaşayarak olgunlaşıyor; bu yolla neyin hayal neyin gerçek; neyin değerli, neyin değersiz olduğunu öğreniyor.
Yaşadıklarının seni değiştirmesine izin verdiğinde, bir şeyi elde etmekten kendimiz için değerler oluşturmaya geçtiğimizde huzur geliyor.
***
Elvan kitabında "kadınlar ve mutluluk" üzerine ayrı ve geniş bir bölüm ayırmış.
Öyle ya..
Kadınlar kafayı erkekler kadar keskin biçimde başarıya ve güce takmıyorlar. "Mutlu bir hayat" özlüyorlar. Oluyor mu? Olmuyor!
Neden?
O soruya Elvan'ın verdiği cevap da çarşamba gününe kaldı. Bugünlük yerim bitti.