Okadar güzeldi ki, başkaları gözüne hep güzel görünürdü! O yüzden futbol dünyamızın en çirkefleştiği dönemde bile "güzel adam" lafını dilinden düşürmemişti.
Vedat Kaptan'dan söz ediyorum.
Vedat Okyar'dan...
Ben kaç kez rastladım, dün Ömer de (Güvenç) yazdı...
Öyle bir abiydi ki, yanında futbolcular için sert sözler yazan yorumcu arkadaşlarını nazik biçimde uyarırdı: "Yarın pişmanlık duyacağınız kalp kırıcı sözler yazmayın!"
Delikanlı çağımda canım sıkıldığında Kadıköy'den kalkar Şeref Stadı'na giderdim.
Tek başıma saatlerce oturur; topun ikide bir denize kaçtığı, toz toprak içindeki sahada yapılan Beşiktaş antrenmanını seyrederdim.
Vedat Kaptan'ın ayağını topun altına sokar gibi yapıp hafif dışla attığı pasları izlemeye bayılırdım. Ama asıl hoşuma giden o gencecik adamın antrenmanları da etkisi altın alan zarafeti ve takım arkadaşlarına sevgisiydi..
Çok uzun yıllar sonra onunla aynı gazetede futbol yazmak benim için onur olmuştu.
Bugünün futbol emeklilerine bakıyorum, bir de onun geride bıraktığı hesapsız, yapmacıksız, patırtısız güzelliklere...
Ne çok fark var!
Nasılsın abi, dediğimde, her seferinde, yorgun ve kırgınken bile "ben şanslı bir insanım Haşmet, şükür iyiyim" deyişini hatırlıyorum şimdi...
Onu çok arayacağız.
Gidişi, bizim hırs ve haset dolu futbol medyamızı iyiden iyiye eksiltti çünkü!