Geçen gece geç saatlerde ekran karşısına geçmiş Obama onuruna verilen konseri izledim.
Martin Luther King 'in 1963'te unutulmaz "I have a dream/bir hayalim var" konuşmasını yaptığı alana havanın bıçak gibi soğuk olmasına rağmen on binler gelmişti.
King 'in o çok ünlü konuşmasında " bir gün, dört çocuğumun da derilerinin rengi ile değil kişilikleri ile yargılandığı bir ülkede yaşacaklarına dair bir hayalim var" dediğini hatırladım.
Zamanın toplumsal ve dramatik cilvesine bakın ki, King bu düşünceleri yüzünden 1968'te öldürülmüştü.
Obama 2008'de ABD Başkanı seçildi..
***
Denzel Washington'ın " hepimiz tekiz " dediği açılış konuşması...
U2'nun, Bruce Springsteen 'in , Jon Bon Jovi 'nin ve diğerlerinin şarkıları...
Hepsi etkileyiciydi.
Derken... Sahneye bir kartal getirildi.
Amerikan kartalı...
ABD'nin simgesi...
Ekranda bu sahneyi izlerken önce "Ah şu Amerikalılar, her şeyi çocukça bir şova, bir Disneyland gösterisine çeviriyorlar" diye tepki gösterdim.
***
Sonra...
Kartal bakıcısının talimatıyla bir kez bayrağı bir kez de yeni Başkan'ı kanatlarını açarak selamladığında ...
Kartalın ardından ağır ağır merdivenleri çıkarak kürsüye ilerleyen
Obama 'nın birkaç dakika içinde sıradan bir Amerikalı olmaktan çıkıp " bütün Amerikalıların Başkanı "na dönüşmesinin gizemli yüzüne tanık olunca...
İşin aslını kavramıştım.
Bu bir " inisiyasyon " (geçişgirişdönüşüm) ayiniydi.
İzlediğim şey " yeni bir dönem "e, " yeni bir dünya "ya geçişin ritüeliydi.
Dahası...
Konser sandığımız bu tören bir bakıma çok farklı topluluklardan, renklerden, ırklardan oluşan Amerikan ulusu nun o gün, o saatte, Lincoln parkında sembolik ve duygusal bakımdan yeniden inşasıydı.
***
Diyeceğim o ki...
Dünkü yemin töreni de dahil Obama'nın günlerdir süren iktidara geliş seremonisi hafife alınır bir konu değil.
Şov deyip geçemeyiz.
Neden mi? Şundan...
İnsanlık binlerce yıl ritüellerle
(törensel kutlamalar, ayinlerle) yaşadı.
Ritüeller yoluyla sevindi, ritüeller yoluyla hatırladı, ritüeller yoluyla birleşip kucaklaştı.
Fakat modernleşme çağına girildiğinde toplumsal-kamusal ritüeller küçümsendi; geri plana itildi.
Bu tavırda sadece pozitivizmin etkisi yoktu.
20. Yüzyıl'da bu binlerce yıllık insanlık gerçeğini Nasyonel Sosyalizm'in barbarca suiistimal etmesinin kötü anıları da rol oynamıştı elbette.
Ama Obama ve danışmanları böyle ritüel nitelikli "miting"ler için güleryüzlü ve olumlu yolların varolduğunu bütün dünyaya gösterdiler.
***
Gelelim bize...
Bu toplumu farklılıklarıyla birlikte kucaklayan sevinçli miting ve törenlere ihtiyacımız yok mu?
Var. Hem de nasıl var!
Ama bizim siyasetimiz "birleştirici" ritüelleri bilmiyor.
Sahneye çıktığında ya siyasi şov
yapıyor bizim siyasiler ya da bizleronlar ayrımı üzerine çatık kaşlı nutuklar atmayı...
Şuraya not düşeyim...
Gün gelir de, korkup çekinmeden böyle ortak kamusal sevinç törenlerini başlatan bir siyasetçi çıkarsa eğer...
Toplumsal tarihin derin sembollerini modern ve incelikli biçimde kullanmayı becerirse bu siyasetçi...
Çok şey değişir bu ülkede!