BU yazıyı biraz "rötarlı" bulabilirsiniz. Ama konuyu enine boyuna araştırabilmem için süreye ihtiyacım vardı. Efendim, Fenerbahçe'nin Çaykur Rizespor ile oynadığı Süper Lig maçı Lig TV'den canlı olarak yayınlanmadı. Gerekçe: yayıncı kuruluş ile kulüpler ve Futbol Federasyonu arasında anlaşmanın sağlanamamasıydı...
İyi de, bu neyin anlaşması? Süper Lig maçlarının Digitürk üzerinden yayın yapan Lig TV'den yayınlanacağı zaten daha önce imzalanmış bir anlaşmanın konusu değil mi? Fenerbahçe-Çaykur Rizespor maçı özel maç mı? Değil.
Lig TV'ye abone olanlara Fenerbahçe'nin ligde oynadığı tüm maçların canlı yayınlanacağı taahhüt edilmiyor mu? Ediliyor. Futbol Federasyonu da bu taahütün altına imza koymuyor mu? Koyuyor. Ee? Öyleyse sorun nerede? Sorun, maçın "ekstra" olarak görülmesinde.
Peki bu maçı "ekstra" yani "fazladan" hale getiren kim? Kural hatası yapan hakem Ali Aydın. Onun bağlı olduğu kurum hangisi? Futbol Federasyonu. Öyleyse, Çaykur Rizespor'un ekstra deplasman masraflarından tutun da, ekstra yayın giderlerine kadar her türlü harcamayı tazmin edecek kuruluş da Futbol Federasyonu olmalı. Yani Futbol Federasyonu doğacak tüm ekstra giderleri karşılayarak, bu maçın televizyon izleyicilerine ulaşmasını sağlamalıydı.
Elde edilecek reklam gelirleri de yayıncı kuruluş, kulüpler ve Federasyon arasında hakça paylaştırılmalıydı. Lig TV son üç yıl içinde maç yayınları için tam 465 trilyon lira ödemiş. Yani yarattığı bu ticari büyüklükle kulüpleri de Federasyon'u da ihya etmiş. Buna karşılık "jest" beklerken, karşısında "fırsatçıları" bulmuş.
Sonuçta mağdur olan ekran başındaki günahsızlar olmuş... Pazar günü evinde Digitürk'ü olan İstanbullu Fenerbahçeliler'in bazıları "ekstra bilet ücreti ödeyerek" maça gittiler. Ama diğer şehirlerde yaşayanların böyle bir şansı yoktu. Onlar, 1960'lara dönüp, kulaklarını radyolarına dayadılar... Bu görüntünün birinci derecedeki sorumlusu Futbol Federasyonu'dur. Tali sorumluları ise "Çince'de kriz kelimesi aynı zamanda fırsat anlamına gelir" diyen, ucuz hesapçılardır...