Bedri Rahmi Eyüboğlu şiiri muhteşem bir kent güzellemesidir. 'İstanbul deyince aklıma' diye bir başlar üstat, harikalar yaratır.
Oradan pança pincik bir bölüm alıp, yazımın ana omurgasındaki Adalar'a bağlayayım diyorum.
Daha doğrusu kangrenleşmeye yüz tutan bir Adalar derdine.
Önce şiirden o bölüm:
"İstanbul deyince aklıma Adalar gelir
Dünyanın en kötü Fransızcası orda harcanır
Çalımından geçilmez altmışlık madamların
Ağzı dili olsa da tenhadaki çamların
Görüp göreceği rahmeti anlatsa insanların..."
Gelelim şiirden yazı konuma yatay geçiş mevzuuna.
Geçmiş o vakitler
Hafta sonu Heybeliada'ya düştü yolum.
Durum vaziyeti, yaşı geçkin madamaların kötü Fransızcasını filan çoktan aşmış, başka başka dertler irileşmiş.
Mesela her gittiğimde daha da sarpa sardığına tanık olduğum 'Fayton- Faytoncu' sorunu iyice katmerlenmiş durumda.
Yanıma sokulan sayısız ada sakini bazen fısıldayarak bazen de uluorta konuşarak anlattı neler yaşandığını.
Aşağıya biraz bir şeyler yazdım. Umarım işe yarar.