Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SAVAŞ AY

Trafiği kangren olmuş şehir

Yol yapım çalışmaları nedeniyle saç baş yoldurtan trafikte gözler hemen "beyaz şapkalı adam"ı arıyor. Gelsin, düdüğünü öttürüp bizi kurtarsın diye... Kızmanın, feryat koparmanın bir faydası yok. Çünkü trafik sorununun çözümü, bu kangrenin tamamen iyileşmesi hesaba kitaba dayanıyor

İstanbul trafiğinin, bütün damarları tıkanmış ölümcül bir hastadan ne farkı var ki? Hastanın daralmış, tıkanmış damarlarında kan doğru dürüst dolaşmıyor, İstanbul yollarında da araçlar yürüyemiyor, ilerleyemiyor. Özellikle sabah ve akşam saatlerinde, kente diyelim ki helikopterden kuş bakışı bakan biri; yerde 'otoyollar' değil, sanki kilometrelere yayılmış 'otoparklar' görüyor. Araçlarda gözle görülür hareket yok, kıpırtı yok çünkü.

HİÇ KIPIRDAYAMAYACAĞIZ
Peki ne olacak? Her gün daha da artan, katmerleşen bu sorun nasıl çözülecek? Buna en güzel yanıtı verecek kişi trafik denetleme sorumlusu olarak yıllarca görev yapan Emniyet Müdürü Ali Kemal Hanlı'dan müjde beklerken sarsıcı yanıt geliyor. Diyor ki; "Bunlar iyi günlerimiz. 3-4 yıl içinde İstanbul'daki araçların hareket kabiliyeti neredeyse sıfıra düşecek." Ahlayıp vahlamanın, "Nerede bu devlet!" türünden feryat koparmanın, küfürün kafirin, bela ceza okumanın realiteye faydası yok elbette. Önce teşhis sonra tedavi yöntemi uygulayalım haydi. Devreye matematik girmeli önce. Sayıları çarpıp bölüp, toplayıp çıkarıp hesabı ona göre yapmalıyız.

BEYAZ ŞAPKALI ADAM
Biz hep neyi bekledik; "Beyaz şapkalı adam bu işi çözsün." Kim o beyaz şapkalı diyen çıkarsa, trafik polisidir kastettiğimiz. O gelecek, elindeki düdüğü sihirli bir değnek gibi dokunduracak, meseleleri çözecek. Oysa 11 milyon nüfuslu İstanbul'da hepi topu 2 bin trafik polisi var. Peki araç sayısı kaç? Sıkı durun... İstanbul'da trafiğe kayıtlı tam 12 milyon 400 bin motorlu taşıt aracı var. Sürücü sayısını merak edenlere onu da yazalım. Onların toplamı da 3,5 milyonu buluyor.

OTO PARK CİNNETİ
Gelelim
otoparklara. Koskoca megapolde mevcut otoparklara sığacak araç kapasitesi 252 bin. Oysa hesaplara göre ihtiyaç duyulan otopark kapasitesi 948 bin 505 adet. İstanbul'daki otopark sorunu, otopark mafyası, otopark kâhyası ve değnekçi tabir edilen, karayolu üzerine yetkisizce araç park ettiren ve haksız kazanç elde eden korsan otoparkçılar ordusunu ortaya çıkardı.

KORSANLAR
Korsan otoparkçılık suçunu işleyenleri adliyelere sevk etsen de bir şey olmuyor. Hakim konunun adli olarak suç teşkil etmediği belirtip "Karayolları Trafik Kanunu'na göre işlem yapın" deyip salıveriyor hazretleri. Sadece 2004 yılı ağustos ayı sonuna kadar haksız kazanç sağladığı tespit edilen 22.090 otoparkçıya ceza uygulanmış. Ne dersiniz; uslanan, işi bırakan var mıdır aralarında?..

POLİS "GELİYORUM" DER
Trafik akmıyor ya, hani değil sürat yapmak, bazen birinci vitesten fazlası zor kullanılıyor. Ama hayrettir, İstanbul'da günde ortalama 400 ayrı maddi hasarlı trafik kazası meydana geliyor. 3000 trafik polisi ile denetim hizmeti yapılmakta. 2 milyon kayıtlı araca ilaveten, günde 500 araç trafiğe çıkmakta ve günde ortalama 400 trafik kazası meydana gelmekte... Bir kazanın kaza tespit tutanağını düzenlemek, bir trafik ekibinin 1 saatini almakta ve bir ekip günde ortalama 3 kazaya baktığından görev yaptığı bölge de 3 saat trafik denetiminden uzak kalmakta. Unutmadan söyleyelim mi; maddi hasarlı trafik kazasına karışan tarafların trafik polisini beklemeleri, yolun kısmen ya da tamamen kapatılmasına neden oluyor. Fare deliğe giremezken kuyruğuna bir de kabak bağlarmış. Bizim belediyeninki de o hesap. İstanbul anakent belediyesi tam Ramazan üstü 49 noktada yol yapımı başlattı. Bakımonarım çalışması ise tam 300 noktada sürüyor. Maltepe minibüs yolu, İSKİ kazı çalışması nedeniyle tek şeritten akıyor. Maslak ve Ayvansaray bağlantı yolları kavşak düzenlemesi çalışmaları nedeniyle "fıtık edici" halde. Sarıyer'den Beşiktaş'a gitmeye çalış, yol en az 40 dakika. Çünkü orada da kavşak çalışması var. Anadolu yakası Bağdat Caddesi şantiye gibi, iki yıldır bitmiyor yol çalışmaları...

KÖPRÜLER YAPTIRDIM GELİP GEÇMEYE
Trafik Denetleme Müdürlüğü'nün OGS raporuna göz atalım... Diyorlar ki; Boğaziçi Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nden her iki yönde günde ortalama 360 bin araç geçiş yapıyor. Bu araçlar içinde özel otomobiller % 85 ile en fazla paya sahip. Atatürk Havalimanı'ndan çıkıp E5 ve TEM otoyolunu kullanan araçlar, Boğaziçi Köprüsü'ne ve FSM köprüsüne girmeden son çıkış olan Sarıyer, Etiler ayırımından hiçbir ücret ödemeden şehir içine katılarak köprü trafiğine ek yük getirmektedir. Araç başı yol kullanım vergisi adı altında 70 dolar alındığında köprüler ücretsiz olabilir ve para ödemek için araçlar turnikelerde bekleme yapmazlar. İstanbul il sınırları içerisinde kalan otoyol gişeleri kaldırılarak, İstanbul'a il sınırından girişler paralı olmaya devam edebilir. Boğaziçi Köprüsü'nün 120 bin olan günlük araç geçiş kapasitesi bugün itibariyle 180 bin araçtır. 60 bin aracın oluşturduğu % 50 fazlalık mevcuttur. Mühendislik ilmine göre "Bir şeyin akarı en dar yeri kadardır." Sabah trafiğinde Anadolu'dan Avrupa yakasına geçişlerde, köprülerde turnike olmamasına rağmen yoğunluk yaşanmaktadır. Köprülerdeki trafik yoğunluğunun asıl sebebi yol kapasitesinin yetersizliğidir. Yurt dışından ithal edilmekte olan OGS etiketlerinin üretici firması 30 ay garanti vermektedir. Bu süre sonucunda OGS cihazının yenilenmesi gerekmektedir. Bu da ek maliyet oluşturmakta ve yurt dışına döviz çıkışı olmaktadır. konulmasını sağlamak. İkinci Dünya Savaşı'nda Japonya'ya atom bombası atılmasıyla ilk anda 210 bin kişi hayatını kaybetmiştir. 1984-2003 yılları arasında trafik kazasında kaybettiğimiz insan sayısı yaklaşık 293 bin 694 kişidir. Trafik kazalarındaki kayıplarımızın büyüklüğü atom bombasının verdiği kayıplardan daha büyüktür. 293 bin 694 kişilik kayıp Anadolu'daki birden fazla kente atom bombası atılması ve haritadan silinmeleri demektir. Trafik terörü ile başa çıkmak toplumun tüm kesimlerinin müşterek mücadelesi ile mümkündür. Trafiği denetleme görevi sadece sokaktaki beyaz şapkalı adama, trafik zabıtasına ve sınırlı sayıda fahri trafik müfettişlerine bırakılmayacak kadar ciddi bir sorun haline gelmiştir. İş yerlerinde, işe adam alırken artık adli sicil kaydı gibi, trafik sicil kaydı da istenmelidir. Aşırı hız ihlalinden, alkollü araç kullanmaktan dolayı sürücü belgesi geri alınmış kişilerin taşımacılık sektörü öncelikli olmak üzere, şirketlerce araç kullanma hizmetlerinde görevlendirilmemesi gerekir. İnsanların iş bulamama kaygısı ve bulduğu işi kaybetme korkusunun sokaktaki trafik polisinin denetiminden daha ağır basacağına, daha etkin olacağına inanıyorum.

TRAFİK SİCİL KAYDI İNTERNETTE
Vatandaşlarımız trafik sicil kayıtlarını, sürücü belge numarası ve isimlerini girerek www.egm.gov.tr adresinden ögrenebilirler. Yolcu ve yük taşımacılığı yapan taksi, minibüs, otobüs, kamyon ve tır sürürcülerinin her yıl yaptıracakları psikoteknik muayene sonucunda olumlu rapor almaları kaydıyla çalışmalarına müsade edilmeli. Şehirlerarası yolcu taşıyan otobüs firmaları, ilk hareket noktasında şoförlerine alkolmetre cihazı ile alkol kontrolü yapabilirler. İnsan vücudunu yasalar, ahlak kuralları, amirler, emirler, yöneticiler, ışıklar ve tabelalar yönetmez. İnsan vücudunu kendi beyni yönetir. Beyinleri ile organlarına, ellerine, ayaklarına uygun zamanda hareket komutu veremeyenler ile renkleri seçemeyerek doğru ışığı beyne iletemeyen gözlere sahip olanlardan ne kadar kaliteli hizmet bekleyebiliriz? Bununla birlikte ambulans, itfaiye, doğalgaz, acil-arama kurtarma ekipleri, asayiş olaylarına ve kazalara müdahale eden polis ekipleri haricinde, deprem, doğal afet durumlarında kullanmak için boş tutulması gereken emniyet şeridini kullananlar bireysel çıkarlarını toplumsal faydanın önünde tutarak topluma karşı suç işlemektedirler. Bu tür kişilerin iş başvurularını kabul edenlerin, halen çalıştığı yerde işlediği suçları görmezden gelenlerin günün birinde yine bu kişilerin mağduru olacaklarını unutmamaları gerekir.

ÖLÜM YARALANMA ORANLARI
Trafik istatistiklerine; olay yerinde ölenler ölü, olay yerinde ölmeyenler yaralı olarak geçmektedir. Hastanede veya hastaneye kaldırılırken yolda ölenler ile ilgili sağlıklı bir istatistik tutulamamaktadır. 1984 ile 2004 yılları arasında yaralanan 1 milyon 865 bin 833 kişinin en iyi ihtimalle % 10'unun hastanede veya hastaneye kaldırılırken öldüğünü varsayarsak ve bu yıllarda trafik kazasında olay yerinde hayatını kaybeden 110 bin 454 kişiye bu sayıyı eklersek 186 bin 583 + 110 bin 454 = 297 bin 037 kişinin hayatını kaybettiğini görürüz.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA