Cep telefonumun numarasını okuyucu ve seyirciye açıkladım ya, özel hayatımın bir bölümü sizlere ömür.
24 saat boyunca, saniye sekmeden art arda çalıyor telefon ve " selam-kelam-ihbar, şikyardım talebi" bombardımanına tutuluyorum.

Hah şimdi anladım
" Hepsine bizzat yanıt vereceğim. Bu telefondan karşınıza asistanlarım çıkmayacak" sözü de verdim. Mecburen ben açıyorum telefonu. Ardından başlıyor konuşmalarımız
- Savaş beyle görüşmek istiyorum
- Buyurun benim
- Savaş Bey siz misiniz?
- Evet benim buyurun
- Sesiniz hiç benzemiyor ama (Biraz sertleşerek) Hamfendi lütfen konuşun. Sırada çok arayan var
- (Kahkahalar atarak) Hah şimdi böyle bağırınca anladım siz Savaş Beysiniz.
- Evet buyurun nedir mesele?
- Hiiiç. Bu telefonu verdiniz ya . Hakkatten de siz mi çıkıyorsunuz diye baktım. Hadi iyi günler.

Hani çok babacandın?..
- Alüüüü!..
- Buyurun ben Savaş
- Alyöööö!..
- Buyurun kardeşim.
- Savaş bey müsait misiniz?
- Evet müsaidim buyurun.
- Telefonunuzu verdiniz ya A Takımı'nda
- !!!!!!!
- Hani beni arayın dediniz hani
- Evet
- Ben de ondan cesaret alaraktan aradım.
- Tamam dinliyorum sizi buyrunuz
- Savaş Abi kontörüm çok azaldı. Bu numaradan beni ara ya da bir yerde görüşelim
- !!!
- Nerede ne zaman görüşüyoruz?
- !!!!!!
- Sizi 12 yıldır her gün izlerim
- Her gün mü çıkıyorum televizyona?
- Yok yani ne zaman çıkarsanız izlerim. Siz hep doğruları..
- Kardeşim lütfen mevzuya girin. Diğer hattım çalıyor
- Sesini yükseltme Savaş bey. Ara dedin aradık. Çok önemli bir iş var. İstemiyorsan Uğur Dündar'a haber veririm, o yapar. Sonra çok yanarsın
- !!!!!!
- Televizyonda hep babacan görünüyorsun. Ne oldu birden hiddet şiddet?
- Bey kardeşim lütfen anlatın ne derdiniz varsa Ne derdim olacak kardeşim?
- Anlatacağım şey senin o reytinklerini havaya uçurur. Ama ben şimdi Kadir Çeliği arayayım da ona söyleyeyim daha iyi.
- İyi arayın
- Bi daha da telefon filan verme halka yalancı!.. Küüüt (telefon kapatma sesi)

Vallahi o, ta kendisi
- Savaş bey alooo!
- Efendim. Benim
- Savaş Beyle mi görüşüyorum?
- Evet benim
- (Elini telefona kapayarak) Anneeee! Kız anne vallahi o. Kendisi konuşuyor. Alo buyurun dedi. Bi Dakka Savaş bey annem konuşacak
- !!!!!!!
- Aloo
- Efendim
- Alllooo
- Buyurun konuşun Allahaşkına
- Kızım ses gidip geliyor.
Kapat bi daha ara.
- Fransa'ya gelsene abey
- Alooo ben Rauf. Fransa'dan arıyom. Savaş abey nasılsın?
- İyiyim kardeş
- Savaş abey
- Hee?
- Müsait misin?
- Evet dinliyorum
- Savaş abey
- Efendiiim?
- Abi ben Rauf.
- Tamam yahu anladım
- Abi Fransa'dan arıyorum da
- Anladım kardeşim konuşsana
- Abi konuşacağım da. Abi heyecanlandık yav..
- İyi, sakin ol konuş hadi
- Abi Fransa'ya gelmiyon mu?
- Ne işim var ağabeycim Fransa'da?
- Abey burada çok Türk yaşıyor. Gelmen lazım
- Olur geliriz bi gün kısmetse
- Abey kısmetse deme. Hemen gelmen lazım. Bizde kalabilirsin, o tarafını düşünme.
- !!!!!!
- Burada acayip şeyler dönüyo abey.
- Ne dönüyor?
- Abey çok şey dönüyor. Sana anlatmam lazım
- Yahu anlat o zaman ne dönüyor?
- Abi bildiğin gibi değil. Çok şeyler dönüyor.
- Kurban olayım konuya gir.
- Abey konuya gir diyon da.
- Heee
- Savaş abey (bitik hallerde)
- Efendim
- Abey Fransa'dan arıyom da, buraya gelmen lazım.
- Tamam. Kapat geliyorum.
- Geliyon di mi abey?
- Geliyom. Şey geliyorum.
- Yaşa abey. Gel burada bul beni. Çok şey dönüyo, anlatırım ben abeme. Bizim arkadaşlar da burada onlar da anlatırlar. Bekir'i vereyim mi abey.
- !!!!
- Bekir de konuşacak abey bi dakka.
- Verme şimdi Bekir'i. İşim var
- Ne işin var abey?
- Fransa'ya gidiyorum. Hazırlanmam lazım.
- Bekiiir. Dur lan adam hazırlık yapacak şimdi acelesi var.

İlgi ne kadar büyük
Bir süreliğine sessize alıyorum telefonu. Patlayıcı madde muamelesi yapıp hayli uzağıma koyuyorum. Yardımcım Muharrem
uzaktan gözlüyor beni. Halime acımaklı bakışlar atıyor.
- Ta Fransa'dan, Almanya'dan her bir yerden arıyorlar Muharrem. İlgi ne kadar büyük.
- Fatura da çok büyük olacak abi
- Neden? Ben aramıyorum ki, onlar arıyor.
- Abi yurt dışından gelen telefonun bir miktar parası, yarısı filan da aranan numaraya yazıyor
- !!!!
- Çok kabarık gelecek faturanız
- Aneeey!..
- Ha abi anneniz aramış. Size ulaşamıyormuş.
- Hiiiy!.. Kandilini kutlamayı unuttum. Mahveder beni. Versene senin telefonundan arayayım

Mardin savur arası
(az sonra)
- Annecim ellerinden öperim hayırlı kandiller
- Ne kandili? Kandil mi kaldı? Dündü o.
- Anne ne olur sitem etme. Mardin'de, Savur'dayım
- Yalan söyleme çarpılırsın. Üç ayları tutmazsın ki sen. Ne sahuru. Hem zaten bu saatte sahur mu olur?
- Anne. Annecim
- Ne var?
- Hani kzınca "seni doğuracağıma taş doğursaydım!" dersin ya
- Eeee?
- Duan tuttu anne. Ben burada taş oldum. Kafama beton döküldü anne. Heykel oldum, taş oldum.
- Eee bu kadar azgınlığa olacağı buydu.