Caminin morguna cenazenizi bırakacaksınız. İmam kulağınıza fısıldıyor:
- Parayı ödeyin, alalım cenazenizi.
Zaten acılı, telaşlı çaresizsiniz;
- Peki ödeyeyim. Ne kadardı acaba hocam?
İmam gözlerine derin düşünceli bakışlar oturtarak, çenesini sıvazlıyor ve söylüyor fiyatı.
- Sizin kahırlı gününüz bugün. 300 milyon alalım. Fazla şey yapmayalım.
Teşekkür bile ediyorsunuz farkında olmadan;
- Sağol hoca efendi. Allah razı olsun. Buyur al. 300 milyon.

Yıkarken kirlenenler
Yıkamacılar daha ucuz. Adam (kadın) başı 50'şer milyona yıkayıp paklayıp, gusul aptesti aldırıp yolcu ediyorlar mevtayı.
Aradan günler geçip, aklınız yerine geldiğinde düşünüyorsunuz ancak.
- Yahu iyi de bu hoca efendi bana makbuz filan da kesmedi. Tamamen kayıt dışı bir ödeme bu. Peki nereye gidiyor ki bu paralar?

Langıııırt!..
Vah vah vaaah!.. Önce başınız sağ olsun sonra da geçmiş olsun size. O para nereye gidecek? Langırt, köy sandığına ya da tam ifadesiyle imamın kavuğuna. Günde iki cenaze morga konsa, ayda 18 milyar eder huuu!.. Parayı duyuyon mu?..

Az bekleyin
Elbette müezzinler ve diğer "cami çetesi" göz haklarını alıyor arada. Caminin ve imamın isimlerine gelince. Onlar bende mahfuz. Şimdilik açıklamıyorum. Çünkü kamerayla da çekeceğim bu rezaleti. Bu türden fırsatçılar bizi dinden imandan çıkarmadan ben onların ipliğini pazara çıkartıcam kısmetse. Siz acuk bekleyin hele...