Yukarıda da bahsettim ya, otelin ofisinde yanlamış, çayımdan yudumlar çekerekten Çeşme, Ilıca, Alaçatı civarında gördüklerimi yazmaya hazırlanıyordum. Onca müfettiş bakışlarıma rağmen kötü bir şey çarpmamıştı gözüme.
Rahatsız etmeyin
Ilıca plajlarını dolduran binlerce kişiye çöp atacakları bir konteynır, def-i hacet yapacakları kapasitede tuvalet ayarlamayan belediyeye bozuk atmayı düşünüyordum satırlarımda. Birden telefon çaldı ve yardımcım Mustafa'nın adı yazdı ekranda. "Rahatsız etmeyin" dememe rağmen ne istiyordu bu densiz çocuk acaba.
Kırıntısı yok
Açtım çemkirdim:
- Ne var oğlum beş dakika rahat bırakmayacak mısınız?
Ezile büzüle konuştu genç arkadaşım:
- Abi patlama olmuş Çeşme Meydanı'nda.
Artık ne yapıp nasıl edip o arada ne tür bir panik atak süreci geçirdiysem hatıralarım arasına kaydedecek kırıntı bile yok. Kendimi bir anda otomobilimin içinde Çeşme Meydanı'na akarken buldum.
Çarşı içinden oto geçişi yasak. Ama canavar düdüğü çalarak gelen ambulansın arkasından biz de gidebiliyoruz meydana giden kısa yolda.
15 dakika
Geldim ki 15 dakika falan olmuş infilak olalı. Ama bomba uzmanı o malum yeşil elbisesini giymiş de fünye yerleştirdiği çöp kutularını tek tek patlatıyor. Şükür ki hiçbirinden bir şey çıkmıyor. Fünyenin o tok kuru gürültülü sesinden başka kımıltı yok etrafta.
Vali Bey
Emniyet Müdürü Halil Tataş'ı ve Vali Yusuf Ziya Göksu'yu görüyorum kalabalık arasında. Yanlarına gidip durumu bir kez de onlardan dinliyorum. Ses bombasıymış patlayan. Galiba bir kola kutusunun içine koymuşlar. Sonra o tazyikle çöp kovası da parçalanmış ve dağılan parçalar 15-16 kişinin yaralanmasına neden olmuş.
Açıklama
Vali bey açıklıyor: "Yalana dolana inanmayın. Turizmde güç kazandığımızı görenler bu yükselişi durdurmak için tezgah yapıyor. Avrupa medyası olayı abartıp çarpıtıp ölüler var diye yayın yapıyormuş. Oysa hastaneden şimdi geldim. Bir tek yurttaşımız kan kaybı fazla diye Dokuz Eylül'e kaldırıldı. Diğerleri ayakta tedavi dediğimiz boyutta. Panik yapmamak lazım."
Komşu komşu huuu
Tamam panik yapmamak lazım da elin ağzı torba olmadığı için büzülemiyor. Yunanistan tarafından kalkan teknelerde çok sayıda gazeteci varmış, onlar da olayı büyütmek için Çeşme'ye geliyorlarmış.
Esnaf
Ardından esnaf örgütleniyor. Gençlerden oluşan sivil inisiyatif grubu (!) inen Yunan gazetecilere "gereken kolaylığı" gösterme kararı alıyor. Şaka değil, pek çok kişi: "Şimdi yine bölücü örgütü sorumlu tutacak. Ama en az onlar kadar komşunun da parmağına dikkat edilmeli. Yunanlılar batıyor, Türk turizmi gelişiyor; keyiflerini kaçırıyor bu onların. Dikkat etmek lazım" diyor.
Değişen ne?
Bir ara orman yangınlarından da komşuyu sorumlu tutmak meşhurdu. Şehir efsanesi şeklinde olaylar anlatır, kulaktan kulağa yayılırdı.
Lafı fazla uzatmayayım. Neticeten burada bir ses bombası patladı, insanların canı sıkıldı. Şükür ki can kaybı yok, sakatlanma yok. Zaten Çeşme'nin gündelik yaşamında değişen bir şey de yok. Deniz, kum, güneş... Çeşme bildiğiniz Çeşme ahaliiiii.....