Doğan Süslü İskenderunlu bir meslektaş. Körfez gazetesinde köşe yazıyor, haberler yapıyor. Kimi zaman da şimdi okuyacağınız gibi trajikomik olayları pas ediyor bize. Okuyunca gülelim mi, sancılanalım mı, ne edelim anlayamadık biz. Siz de bir bakın bakalım yorumunuz ne olacak? Doğan kardeşim diyor ki;
"Kaptanım peşinen yazayım anlatılanların yalancısıyım. Özellikle İstanbul'da gerçekleşen bazı danışıklı kurşunlama olaylarının perde arkasını sana aktarmak istiyorum. İddiaya göre mafya kendisine havale edilen kimi kurşunlama işlerini taşeronla hallediyormuş.
Sana bir kıyak olsun
Ayağından kurşunlanacak şahıs tetikçilere gösterilip, uygun bir yerde ayağından vurulması isteniyormuş. Tetikçi uygun zaman kollayıp, infaz keşfi yaparken vuracağı şahsın önceden tanıdığı biri olduğunu fark edince dostça yanına gidip; "Abi seninle ilgili bir iş aldım. Kusura bakma seni ayağından vurmak zorundayım. Vurmazsam işi verenler beni de öldürürler. Benden sonra
üzerine salınacak adam da benden acımasız olur...
Seni severim. Eskiden iyiliğini görmüştüm. İstersen sana bir kıyağım olur" diye açık yüreklilikle vurulacak şahsa açılmış...
Çemre paçanı, çıkar çorabını
Vurulacak kişi infazın eninde sonunda gerçekleşeceğini bildiği için 'Peki nedir kıyağın?' diye sormuş. Tetikçi 'Abi kumaşlarda kimyasal bir madde var. Kurşunla beraber kumaşın zerrecikleri de vücuduna girince yaran çok geç iyileşir, enfeksiyon riski artar, aylarca kurşun yarası çekersin...
Pantolonunun paçasını çemre, çıkar çorabını ayağının dibine düşsün... Kumaşın kimyasalı işin içinde olmadı mı yaran temiz olur, çabuk iyileşir...
Vurulma yerini sen seç. İstersen özel bir hastaneye yakın olsun. Hastaneye de haber ver. Ameliyat ekibi, doktor, hemşire, serum, kan, ağrı kesici her şey hazır olsun. Unutmadan, istersen yakın mesafeden atış yaparım, istersen biraz uzaklaşarak ayağına sıkarım... Tercih senin. Maksat ki en az hasarla bu işten sıyrılmış ol' demiş.
İnfaz anı
Vurulacak şahıs vurulma hadisesinden en az zararla kurtulmak için çaresiz teklifi kabul ediyormuş. Bir Özel Hastane'nin bedeli ödenerek acil müdahale servisi, ameliyat ekibi ve hatta ambulansı hazır ediyormuş. Hastaneye 5-10 dakikalık uygun bir noktada çemrenmiş paçanın, çıkarılmış çorabın bulunduğu ayağa sıkılan kurşunlar 'tercihe göre' yakın ya da uzak mesafeden ayağa servis ediliyormuş!..
İki kurşunla bitirilen infaz sonrası vatandaşımıza hemen acil müdahale ve tedavi başlıyormuş...
Sonuçta, vuran memnun, vurulan memnun özel hastane ise daha bir memnunmuş...
Kıyaktan haberdar olmayan, infaz işini tetikçiye veren mafya da, gerçekleşen kurşunlamadan, verilen gözdağından hoşnut oluyormuş..."
Süslü'nün süslü yorumu
Sevgili Doğan Süslü kardeşim bu hikâyeyi kendince yorumlamış. Orada da diyor ki; "Allah ayaktan uyarılacak vatandaşlarımıza böyle hayırlı ve kıyakçı tetikçiler versin desem bu pek iç açıcı bir temenni olmaz!.. Onun için ben, ne mafyanın kıyağı ne de kurşun olsun, herkes kansız, silahsız, kurşunsuz, barış ve kardeşlik içinde yaşasın ve Allah herkesi haberli, habersiz silahlı saldırılardan korusun diyorum."
Peki siz? Ya siz ne diyorsunuz sevgili okurlar?..
Valla ha!..
Beşiktaş bi de gidip bütün yabancıları yeniyor mu, amma çok adam mosmor olur ha!..